Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12521 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 17404 - Esas Yıl 2016





Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşılmakla dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının yerinde olmaması nedeni ile reddine, 2-Davacı vekili, davacının davalı şirkete ait ...'daki işyerinde çalıştığını, 6772 sayılı Kanun hükümlerine göre kamu kurum ve kuruluşları ile %50'si kamu sermayeli olan özel şirketlerde dahil olmak üzere kanun kapsamındaki işyerlerinde yani kamuda işçi statüsünde çalışanlara ilave tediye ödenmesi gerektiğini, davalı işverenin yönetim şekli ve sermaye yapısı itibariyle tamamıyla Bakanlar Kurulu, ... ve ...'na bağlı ... (...) kontrolünde, iş ve işlemleri bu kamu kurum ve kuruluşlarının onayına tabi bir şirket olduğunu, bu nedenle 6772 sayılı Kanun kapsamında bir kamu idaresi olan davalı şirkette çalışan işçilere ilave tediye ödenmesi gerektiğini iddia ederek ilave tediye alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı şirket vekili, zaman aşımı savunmasında bulunmuş, bu alacağa ilişkin belirsiz alacak davası açılamayacağını, dava şartı noksanlığı bulunduğundan davanın usulden reddi gerektiğini; esas açısından ise, müvekkilinin 6772 sayılı Kanun'da belirtilen devlet kurum ve kuruluşlarından olmadığını, bu kanun kapsamına girmediğini, davalı şirketin kuruluş ana sözleşmesinin incelendiğinde Jersey Chanel Adaları Jersey 1991 Şirketler Hukuku'na göre 03/07/1996 tarihinde Ada kanunlarına göre kurulduğunu, merkezinin bu ada ülkesinde bulunduğunu, ... ( ...) maliki durumundaki ve uluslararası şirketlerin oluşturduğu Konsorsiyum şirketi olan ... ile boru hattının Türkiye kısmındaki tesislerin işletilmesi işini yürütmek üzere ...Şubesi'nin kurulduğunu, bu şubenin anlaşma imzalayarak faaliyetlerini özel hukuk hükümlerine göre yürüttüğünü, dolayısıyla müvekkilinin 6772 sayılı Kanun kapsamında tanımlanan kamu idaresi olmayıp merkezinin yurt dışında bulunması ve bulunduğu ülke yasalarına göre kurulmuş ana sözleşmesinin bu hükümler çerçevesinde tanzim edilmiş özel bir limited şirketi olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davalı şirketin 6772 sayılı Kanun kapsamına girdiği, 7. Hukuk Dairesi'nin 2015/13032 Esas 2015/13098 Karar sayılı kararının da bu yönde olduğu gerekçesi ile bilirkişi raporu doğrultusunda ilave tediye alacağı hüküm altına alınmıştır. Dosya içeriğindeki deliller, Dairemizin 2015/13032 Esas 2015/13098 Karar sayılı kararındaki tespitler ve keza ilave tediye alacağını hüküm altına alan İş Mahkemesi'nin kararlarını onayan 22. Hukuk Dairesi'nin 2016/9194-9202 Esas sayılı ilamları dikkate alındığında ilave tediye alacağının hüküm altına alınması yerindedir. Yine ilave tediye alacağı 6772 sayılı Kanun'dan kaynaklandığından ve Kanun'da temerrüt halinde bu alacağa işletilecek faiz konusunda ayrı ve açık bir düzenleme bulunmadığından alacağa yasal faiz işletilmesi doğru olmuştur. Ancak davacı vekili gerek kısmi dava dilekçesinde, gerekse ıslah dilekçesinde alacağa en yüksek banka mevduat faizi işletilmesini talep ettiğinden alacağın “yasal faiz oranını geçmemek üzere en yüksek banka mevduat faizi” ile birlikte tahsiline karar verilmesi gerekirken, HMK'nun 26 ıncı maddesine aykırı biçimde talep aşılarak doğrudan yasal faize karar verilmesi hatalı olmuştur. 3-Dava 18.02.2015 tarihinde açılmıştır. Davalı vekilinin süresinde usulünce ileri sürdüğü zaman aşımı savunması nedeni ile davacının 18.02.2010 tarihinden önceki başka bir deyişle 2010 yılı Ocak ayında ödenmesi gereken ilave tediye alacağının zaman aşımına uğradığı açıktır. Hal böyle olunca, 2010 yılı Ocak ayında ödenmesi gereken ilave tediye alacağının hesaba dahil edilmesi mümkün olmadığı halde, hükme esas alınan bilirkişi raporunda 2010 yılı Ocak ayında ödenmesi gereken 13 günlük ilave tediye alacağının hesaba katılması, üstelik bu aya ait bordro bulunmadığı gerekçesi ile 2014 yılı Ocak ayındaki ücret seviyesine göre alacağın hesaplanması hatalı olmuştur. O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 07.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.