Mahkemesi : Pazar(Rize) 1. Asliye Hukuk Mahkemesi(İş Mahkemesi Sıfatıyla) Tarihi : 20/12/2013Numarası : 2012/113-2013/677Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.2-Davacı, davalıya ait hazır beten tesisinde mikser operatörü olarak 17/06/2009 tarihinden itibaren çalışmaya başladığını, günlük saat 6:00 en erken 20:00 saatleri arasında bayram, genel tatiller ve hafta tatilleri de dahil olmak üzere çalıştığını, 14/07/2011 günün gece saat 2'ye kadar çalıştığından aşırı yorgun düşmesi nedeniyle 15/07/2011 günü işe gidemediğini, 16/07/2011 günü sabah 6'da çalışmak için işe gittiğinde işveren tarafından iş aktinin feshedildiğinin bildirilip işyerinden uzaklaştırıldığını iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatları ile ulusal bayram genel tatil, fazla mesai hafta tatili ve yıllık izin ücretleri ile eksik ödenen maaşı nedeniyle ücret alacağının ödetilmesini istemiştir. Davalı cevabında, davacının iş aktinin 12/07/2011, 13/07/2011 ve 16/07/2011 günlerinde iş gelmemesi nedeniyle feshedildiğini, davacının bütün maaşlarını eksiksiz aldığını, fazla mesai ve tatil günleri ücretlerinin de ödendiğini, herhangi bir alacağı olmadığını devamlı fazla measi yapmasının sözkonusu olmadığını, işyerinden davacı kendi isteği ile ayrıldığından istemde bulunamayacağını bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının 17/06/2009-14/07/2011 tarihleri arasında davalı şirkette çalıştığı, 12/07/2011-13/07/2011 tarihlerinde üst üste herhangi bir bildirimde bulunmadan işe gelmemesi nedeniyle iş aktinin işveren tarafından haklı nedenle feshedildiği ve davacının herhangi bir alacağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddie karar verilmiştir.İşçinin ödenmeyen işçilik hakları sebebiyle iş sözleşmesini haklı olarak feshedip feshetmediği konusu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.İşçinin emeğinin karşılığı olan ücret işçi için en önemli hak, işveren için en temel borçtur. 4857 sayılı İş Kanununun 32 nci maddesinin dördüncü fıkrasında, ücretin en geç ayda bir ödeneceği kurala bağlanmıştır. 5953 sayılı Basın İş Kanununun 14 üncü maddesinin aksine, 4857 sayılı Yasada ücretin peşin ödeneceği yönünde bir hüküm bulunmamaktadır. Buna göre, aksi bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde kararlaştırılmadığı sürece işçinin ücreti bir ay çalışıldıktan sora ödenmelidir.Ücreti ödenmeyen işçinin, bu ücretini işverenden dava ya da icra takibi gibi yasal yollardan talep etmesi mümkündür. 1475 sayılı Yasa döneminde, toplu olarak hareket etmemek ve kanun dışı grev kapsamında sayılmamak kaydıyla 818 Sayılı Borçlar Kanununun 81 inci maddesi uyarınca ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini ifa etmekten, yani çalışmaktan kaçınabileceği kabul edilmekteydi. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 97 inci maddesinde de benzer bir düzenleme yer almaktadır. 4857 sayılı İş Kanununda ise ücret daha fazla güvence altına alınmış ve işçi ücretinin yirmi gün içinde ödenmemesi durumunda, işçinin iş görme edimini yerine getirmekten kaçınabileceği açıkça düzenlenmiş, toplu bir nitelik kazanması halinde dahi bunun kanun dışı grev sayılamayacağı kurala bağlanmıştır. Ücreti ödenmeyen işçinin alacağı konusunda takibe geçmesi ya da ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini yerine getirmekten kaçınması, iş ilişkisinin devamında bazı sorunlara yol açabilir. Bu bakımdan, işverenle bir çekişme içine girmek istemeyen işçinin, haklı nedene dayanarak iş sözleşmesini feshetme hakkı da bulunmaktadır. Ücretin hiç ya da bir kısmının ödenmemiş olması bu konuda önemsizdir. Ücretin ödenmediğinden söz edebilmek için işçinin yasa ya da sözleşme ile belirlenen ücret ödenme döneminin gelmiş olması ve işçinin bu ücrete hak kazanması gerekir.4857 sayılı İş Kanununun 24 üncü maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendinde sözü edilen ücret, geniş anlamda ücret olarak değerlendirilmelidir. İkramiye, prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların ödenmemesi durumunda da işçinin haklı fesih imkânı bulunmaktadır. İşçinin ücretinin işverenin içine düştüğü ödeme güçlüğü nedeniyle ödenememiş olmasının sonuca bir etkisi yoktur. İşçinin, ücretinin bir kısmını Yasanın 33 üncü maddesinde öngörülen ücret garanti fonundan alabilecek olması da işçinin fesih hakkını ortadan kaldırmaz.Bireysel veya toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan aynî yardımların yerine getirilmemesi de (erzak ve kömür yardımı gibi) bu madde kapsamında değerlendirilmeli ve işçinin “haklı fesih” hakkı bulunduğu kabul edilmelidir.İşçinin sigorta primlerinin hiç yatırılmaması veya eksik bildirilmesi, sosyal güvenlik hakkını ilgilendiren bir durum olsa da Dairemizin 1475 sayılı Yasa döneminde istikrar kazanmış olan görüşü, 4857 sayılı İş Kanunu döneminde de devam etmekte olup, sigorta primlerinin hiç yatırılmaması, eksik yatırılması veya düşük ücretten yatırılması hallerinde de işçinin haklı fesih imkânı vardır. Somut olayda, davacı iddiasını doğrulayan davacı ve davalı tanık beyanlarına, dosya kapsamına ve bilirkişi raporuna göre davacının ulusal bayram genel tatil, hafta tatili ve fazla mesai ücret alacakları bulunduğu sabit olup bu nedenle işçinin iş aktini haklı nedenle eylemli feshi söz konusu olduğundan kıdem tazminatı, hafta tatili, fazla mesai ulusal bayram genel tatil ücret alacaklarına hükmedilmelidir.Mahkemenin bu yönü gözetmeden verdiği karar usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 05/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.