Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1219 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 23173 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : İskenderun 1. İş MahkemesiTarihi : 14/05/2013Numarası : 2013/118-2013/675 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı Dosya incelendi, gereği görüşüldü. Davacı davalı Sağlık Bakanlığına bağlı İskenderun Devlet hastanesinde değişik firmalarda 1997 yılından itibaren hizmet akdi ile işçi olarak çalıştığını 31/12/2012 tarihinde E..-M.. isimli şirket tarafından emekliliği geldiği gerekçesi ile müvekkilinin işten çıkışının verildiğini oysa SGK tarafından yanlış bilgilendirme yapıldığından emeklililiğinin henüz dolmadığını bu nedenle işe iadesini talep etmiştir. Davalı E..-M.. Şirketi davanın süresinde açılmadığını, önceki alt işveren işçileri devralınarak çalışmaya devam edildiğini, davacının emekliği geldiği için sözleşmesinin devam etmesini kendisinin istemediğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Davalı Bakanlık vekili davacının taşeron firma işçisi olduğunu belirterek husumet itirazında bulunmuş ve davacının en son E..-M.. şirketinde çalıştığını, ancak 2013 yılında yeni ihaleyi alan G.. Firmasına emekliliği dolduğundan bahisle müracaat ederek işten ayrılacağını beyan ettiğini, ancak SGK dan emekliliğinin henüz dolmadığını öğrenince yeniden işe başlamak için müracaat ettiğini ve dava dışı G.. Şirketince haklı olarak talebinin yerine getirilmediğini, işe iade talebinin haksız olduğunu savunarak davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; davacının davalı bakanlığa değişik zamanlarda iş yapan taşeron şirketlerde 10/12/1997 tarihinde hizmet akdi ile işçi olarak çalışmaya başladığı, en son davalı E..-M..isimli Şirket işçisi olarak çalışırken 31/12/2012 tarihinde davacının iş akdinin E..-M.. isimli davalı firma tarafından feshedildiğinin taraflar arasında çekişmesiz olduğu, E..-M..isimli şirket ihale bitimi nedeniyle davacının işten çıkışını SGK'ya bildirdiğini ve ihaleyi yeni alan dava dışı G... isimli şirketin ise davacının işe girişini yapmadığını, davacı tanık beyanlarına göre ihaleyi yeni alan G... isimli şirketin davacıyı emekliliği geldiği gerekçesi ile işe başlatmadığı, bunun üzerine davacının SGK'ya emekli olabilme amacıyla başvuruda bulunduğu ancak emeklili süresinin dolmaması nedeniyle davacının emekli olamadığı, davalılar arasında 4857 sayılı İş Kanunu'na uygun asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğu, davalı E..-M... isimli firmanın haklı ve geçerli bir neden olmaksızın davacının işten çıkışını verdiği ve ihaleyi yeni alan davalı firma tarafından davacının davalı Bakanlık bünyesinde çalıştırılmadığı,ihale bitiminin ve emekliliğinin dolmuş olmasının geçerli bir fesih nedeni olmadığı anlaşıldığından davanın kabulü ile davalı işverenlerce yapılan feshin geçersizliğine ve davacının davalı E...-M.. İnşaat Tem. Yem. Nak. Turz. San. ve Tic. Ltd. Şti 'ne ait işyerindeki işine iadesine,davacının kanuni sürede işe başvurmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde davalılar tarafından müştereken ve müteselsilen ödenmesi gereken tazminat miktarının fesih sebebi ve kıdemi dikkate alınarak beş aylık ücreti olarak belirlenmesine,davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine, karar verilmiştir. Mahkemece verilecek hükmün etkisi bakımından mecburi dava arkadaşlığı, maddi bakımdan mecburi dava arkadaşlığı ve şekli (usuli)bakımdan mecburi dava arkadaşlığı olarak ikiye ayrılmaktadır. Maddi bakımdan mecburi dava arkadaşlığı, maddi hukuka göre bir hakkın birden fazla kimse tarafından birlikte kullanılması veya birden fazla kimseye karşı birlikte ileri sürülmesi ve tamamı hakkında tek hüküm verilmesi zorunlu hallerde söz konusu olur (6100 sayılı HMK.m.59) Şekli (usuli) bakımdan mecburi dava arkadaşlığı ise, kanunun özel hükümleri ve davanın niteliğinden kaynaklanan, birden fazla kişiye karşı dava açılmasının ve yürütülmesinin zorunlu olduğu hallerde oluşan dava arkadaşlığına denir.(P... H../... O../Ö... M..., Medeni Usul Hukuku, 12.Bası, Ankara 2011,s.223).Şekli dava arkadaşlığı, gerçeğin tam olarak ortaya çıkarılması ve taraflar arasındaki ilişkinin doğru karara bağlanmasını sağlamak için kabul edilmiştir. Bu durumda, dava konusu hukuki ilişki hakkında bütün dava arkadaşlarına yönelik tek ve aynı doğrultuda bir karar verme zorunluluğu yoktur. Ayrıca dava arkadaşlarının yaptıkları usuli işlemler birbirinden bağımsızdır. Alt işveren işçisi tarafından feshin geçersizliğine karar verilmesi istemiyle yalnızca alt işveren hakkında veya geçersizlik yahut muvazaa iddiasıyla sadece asıl işveren aleyhine açılan davalarda asıl işveren-alt işveren ilişkisinin geçersiz veya muvazaaya dayandığının belirlenmesine bağlı olarak, davalı olarak gösterilen kişinin işçinin gerçek işvereni olmadığının belirlenmesi halinde taraf sıfatı sorunu ortaya çıkmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 2.maddesinin altıncı ve yedinci fıkralarına göre asıl işveren alt işveren ilişkisinin geçerli olup olmadığı veya muvazaaya dayanıp dayanmadığına yönelik resen yapılması gereken yargısal denetim, ilişkinin taraflarının yani asıl işveren ve alt işverenin davada yer almalarını ve kendi hukuklarını koruyacak açıklama ve ispat haklarını zorunlu kılmaktadır. Aksince bir düşünce Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6.maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkına ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27.maddesinde öngörülen hukuki dinlenilme hakkına aykırılık teşkil eder. Buna göre işe iade davalarına özgü olarak, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin söz konusu olduğu davalarda, davalı taraf yönünden bir çeşit şekli (usuli) bakımdan mecburi dava arkadaşlığının mevcut olduğu kabul edilmelidir. Görüldüğü üzere, bu çözüm tarzı hem işçi hem de işveren yönünde hukuka uygun maddi ve usuli bakımdan her iki tarafın haklarını korumasını sağlayan bir çözümdür. Böyle olunca, işe iade davasının yalnızca asıl işveren veya alt işveren aleyhine açılması durumunda, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin geçersiz veya muvazaaya dayandığının belirlenmesi halinde mahkemece dava hemen reddedilmemeli, davalı olarak gösterilmeyen asıl işveren veya alt işverene davanın teşmili için davacı tarafa süre verilmeli, verilen süre içinde diğerdava arkadaşına teşmil edilirse davaya devam edilmeli, aksi halde dava sıfat yokluğundan reddedilmelidir. Taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına yönelik olarak yapılacak inceleme sonucunda, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin geçersiz veya muvazaaya dayanması nedeni ile feshin geçersizliğine yönelik işe iade kararı gerçek işveren hakkında kurulmalı, geçersiz veya muvazaaya dayalı ilişkinin diğer tarafı muvazaalı işlemde işçi taraf olmadığından bu gerçek veya tüzel kişi işe iadenin mali sonuçlarından haksız fiil hükümlerine göre gerçek işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalıdır. Somut olayda; her ne kadar davacının en son çalıştığı kabul edilen E..-M.. Ltd. Şti'nce ihale süresinin bitimi sonunda işçinin iş akdine son verildiği kabul edilmiş ise de fesih tarihi itibariyle kıdem ve sair alacakların işçiye ödendiğine dair belge bulunmamaktadır. Kaldı ki yeni dönem ihalesinin 01.01.2013 tarihinde başladığı ve ihaleyi alan G..Ltd. Şti.nin her ne kadar davacıyı kayden çalıştırmamış gibi görünse de, davacının 16.01.2013 tarihinde bu şirkete hitaben yazdığı işten ayrılma dileğini içeren dilekçesi dosyada bulunmayan yeni ihale döneminde iş alan şirketin Hizmet Döküm Cetveli ve diğer delillerden davacının 16 günlük fiili çalışmasının olması ihtimalinin değerlendirilerek G.. Ltd. Şti.nin davaya dahil edilmesi için davacı tarafa süre verilmesi ve davaya dahil edilmesi halinde delillerin bir bütün olarak değerlendirildikten sonra kabul kararı verilmesi halinde işe iadenin davacının fiilen en son çalışmasının bulunduğu gerçek işverene yapılmasına gerek duyulmaktadır. Bu haliyle Mahkemece davacının önceki işverene iadesine dair verilen kararda isabet görülmemiştir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olup bozma nedenidir. SONUÇ; Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalı şirkete iadesine, 29/01/2014 tarihinde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi. Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar Şirket adına çek ciro etme yetkisinin sözlü verildiği iddiası ispatlanabilir ise sahtecilik suçunun oluşumunu engeller Kararı VerenYargıtay Dairesi : 11. Ceza DairesiMahkemesi : ANKARA 6. Ağır CezaGünü : 05.06.2007 Sayısı : 264-181 Davacı : K.H.Sanık : Orhan Resmi belgede sahtecilik suçundan sanık Orhan ’in lehe kabul edilen 765 sayılı TCK’nun 342/1 ve 59/2. maddeleri uyarınca Doğacak alacaklar için İİK 89 md gereğince haciz ihbarnamesi gönderilmesi İİK 88.maddesi anlamında haciz yazısı olarak değerlendirilir Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup ince Banka hesabının haczi. Banka hesabına konulan haciz ne zaman düşer ? 6 ay içinde paranın icra dosyasına celbi talebinde bulunma zorunluluğu Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ahu Başgöz tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler ok Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?