Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11706 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7377 - Esas Yıl 2016





Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla)Dava Türü : AlacakYARGITAY İLAMI Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine. 2-Davacı, davalı işyerinde mobilya kesim ustası olarak çalışırken iş akdinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğinden bahisle kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Davalı, davacının iş akdinin haklı nedenle sonlandırıldığını, tüm haklarının ödendiğini hiçbir alacağı olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir Mahkemece, davacının iş akdinin haklı neden olmadan işverence feshedildiği gerekçesiyle davacının davasının kabulüne karar verilmiştir. Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır. Fazla çalışmanın belirlenmesinde, 4857 sayılı Yasanın 68 inci maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerekir. Somut olayda davacı, haftanın 5 günü 08.00-18.30 saatleri arasında çalıştığını, haftada iki gün saat 23.00'e kadar mesaisinin devam ettiğini ve ayda bir kez Cumartesi günü 08.00-18.30 saatleri arası çalıştığını beyan etmiş, davalı ise yapılan fazla mesainin karşılığının elden ödendiğini savunmuştur. Bilirkişi tarafından davacının haftanın 3 günü 08.00 - 18.30 saatleri arasında, haftanın 2 günü ise saat 08.00 - 23.00 saatleri arasında, ayrıca her ay bir Cumartesi günü çalıştığı kabul edilerek ara dinlenmeler düşülmek suretiyle fazla mesai hesabı yapılmıştır. Davacı, Dairemizin 2016/7542 Esasında kayıtlı dosyada davalı tanığı olarak dinlenmiş beyanında "haftanın 5 günü sabah 08-00 akşam 17.30 saatleri arasında cumartesi günleri ise 13.30'a kadar çalıştıklarını, cumartesi günleri mesaiye kalmamak için son 5-6 yıldır 18.30'da mesaiden çıktıkları cumartesi günleri çalışmadıklarını, genel tatillerde dini bayramlarda ve arife günlerinde çalışmadıklarını, yemek molasının bir saat olduğunu, yemekleri kendilerinin götürdüğünü, servisin işyerine ait olduğunu, çay molasının bulunmadığını ifade etmiştir. Davacının ....Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/148 Esas sayılı dosyasında 13.03.2014 tarihli yeminli beyanı kendisini bağlayacağından, bu beyanı doğrultusunda fazla mesai hesabının yapılması ve ulusal bayram ve genel tatillerde çalışılmadığı anlaşıldığında bu talebin reddi gerekirken kabulü hatalıdır. 3-İhbar tazminatının yasal faiziyle tahsiline karar vermek gerekirken, en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi de isabetsizdir. O halde taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 30/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.