Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava Türü : AlacakYARGITAY İLAMI Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına ve özellikle davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2- Davacı, 01/01/2008 tarihinde davalı işverenin işyerinde servis müdürü olarak işe başladığını ve kesintisiz bir şekilde 31/08/2012 tarihine kadar işine devam ettiğini,iş akdinin haksız bir şekilde feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai ve genel tatil alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Davalı, davacıya iş akdinin feshi ile birlikte kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin alacaklarının ödendiğini ve davacının başkaca bir alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 17.09.2014 tarihli ilamı ile özetle, ”Somut olayda davac?? otomobil bayisinde servis müdürü olarak çalışmakta olup, davacı aylık net 2.000,00 TL ücretle çalıştığını, bu ücretin bir kısmının imzalı bordrolarla ödendiğini kalan kısmının ise elden ödendiğini iddia etmiş; davalı ise davacının aylık brüt 1.600,00 TL. ücretle çalıştığını savunmuştur. Mahkemece dosyada bulunan bordrolara itibar edilerek davalı tarafın savunması doğrultusunda yapılmış olan hesaplama hükme esas alınmıştır. Taraflar arasında ücret konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Bu uyuşmazlığın işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından ve özellikle ilgili meslek odasından emsal ücretin ne olabileceği araştırılarak ve tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle giderilmesi gerekirken; mahkemece bu hususa dikkat edilmeden, emsal ücret araştırması yapılmaksızın hüküm kurulmuş olması hatalı olup bozma nedenidir.” gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkeme bozmaya uymuş, davacının işyerinde çalıştığı tarihler arasında alabileceği ücretin belirlenebilmesi için emsal ücret araştırması yapılmış, belirlenen ücret üzerinden davacının işçilik alacakları yeniden hesaplanarak hüküm altına alınmıştır. Hukuk Muhakemeleri Kanununda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri yararına doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki easaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir. (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK) Mahkemenin, Yargıtay'ın bozma kararına uyulması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK). Somut olayda, Mahkemece verilen ilk hüküm davacının ücretinin tesbiti için emsal ücret araştırması yapılması yönünden bozulmuştur. Bozma öncesi alınan raporda davacının fazla mesai ücret alacağı, davalının zamanaşımı itirazı da dikkate alınarak 670 saat fazla mesai yapıldığının kabulü ile hesaplanmıştır. Davacı bu rapora itiraz etmemiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmakla davalı lehine usulü kazanılmış hak oluşmuştur. Bozma sonrası alınan raporda bilirkişinin zamanaşımı itirazını da dikkate alarak 684 saat fazla mesai yapıldığının kabulü ile hesaplama yapması ve bu miktarın hüküm altına alınması davalı lehine oluşan usulü kazanılmış hakkın ihlali niteliğindedir. Fazla mesai ücret alacağının 670 saat üzerinden hesaplanması gerektiğinin gözetilmemesi hatalı olup kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davalıya iadesine, 26.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.