Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla)Dava Türü : AlacakYARGITAY İLAMI Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Davacı, davalının, idarenin sürekli işçisi olduğunu, yevmiyelerinin eksik ödendiği gerekçesi ile açmış olduğu ... 9. İş Mahkemesinin 2009/476 Esas 2012/101 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılamada davalının alacağının bulunmayıp aksine idare tarafından davalıya fazla ücret, ikramiye, ilave tediye alacağı ödemesinin yapıldığının tespit edildiğini, 29/02/2012 tarihinde davanın kesin olmak üzere reddine karar verildiğini iddia ederek ücret farkı, ikramiye ve ilave tediye alacağını talep etmiştir. Davalı; davacının devlet kurumu olması nedeniyle davalıya göre hesaplamaya ilişkin üstün donanımının olduğunu, iyiniyetli olduğunu, somut olayın özelliklerine göre alacaklı kurumun zarara katlanması gerektiğini beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; davanın reddine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden davalı işçinin davacı idare aleyhine eksik ödenen işçilik alacaklarının tahsili amacıyla dava açtığı, ... 9. İş Mahkemesinin 2009/476 Esas 2012/101 Karar nolu dosyasında görülen dava sırasında alınan bilirkişi raporunda davalıya 30/04/2004-29/04/2009 tarihleri arasındaki dönemde zaman zaman işçilik alacaklarının fazla ödendiğinin belirlendiği, davacı idarenin yapılan fazla ödemelerin istirdadı için bu davayı açtığı anlaşılmaktadır. Davacı idarenin davalı işçiye karşı hizmet akdinden, TİS'den doğan borcunu ifasındaki sorumluluğu hizmet akdi ve TİS hükümlerinin belirlendiği miktarla sınırlı olup bu belirlenen miktarı aşan ödeme işleminden doğan miktar fazlasının haksız zenginleşme doğuracağı tartışmasızdır. Haksız zenginleşenin fazla ödemeye neden olacak bir eyleminin bulunmaması, ekonomik durumunun farklı olması iade yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Bu durum sadece miktara yürütülecek faizin başlangıç tarihi yönünden etkili olur. Faize ödeme tarihinden değil, fazla ödemenin geri istenerek temerrüde düşürüldüğü tarihten itibaren hükmedilir. Danıştay Büyük Genel Kurulunun 22/12/1973 günlü 8/4 sayılı kararı statü hukukuna tabi çalışanlar yönünden uygulanması mümkün olup özel hukuka tabi böyle bir ilişkide uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Bu durumda yapılacak iş, davacı idare tarafından davacıya fazla ödeme yapılıp yapılmadığı belirlenip, çıkacak sonuca göre bir karar vermektir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin hatalı değerlendirme sonucu yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması bozma nedenidir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 25/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.