Mahkemesi :İş MahkemesiDava Türü : AlacakYARGITAY İLAMITaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:Davacı; iş akdini İş Kanunu'nun 24/11-e maddesi uyarınca 10/12/2012 tarihinde haklı nedenle feshettiğini iddia ederek ubgt ve fazla mesai ücretleri alacağını talep etmiştir. Davalı; davacının 10.12.2012 tarihinden itibaren işe devam etmeyerek noter marifetiyle gönderdiği, 12.12.2012 tarihinde işyerine ulaşan başka bir ihtarnamesinde de iş akdinin tek taraflı olarak feshedildiğini belirttiğini, şirket kayıtları üzerinde yapılan araştırma ve inceleme sonunda, davacının iş sözleşmesinin 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 25/2 Maddesi (g) Fıkrasına göre 12.12.2012 tarihinde şirketleri tarafından feshedildiğini, beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davacı işçinin UBGT ve fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. UBGT ve fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen UBGT ve fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. UBGT ve Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, UBGT ve fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de UBGT ve fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İmzalı ücret bordrolarında UBGT ve fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.Fazla çalışma yönünden diğer bir yasal sınırlama da, İş Kanununun 41 inci maddesindeki, fazla çalışma süresinin toplamının bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamayacağı şeklindeki hükümdür. Ancak bu sınırlamaya rağmen işçinin daha fazla çalıştırılması halinde, bu çalışmalarının karşılığı olan fazla mesai ücretinin de ödenmesi gerektiği açıktır. Yasadaki sınırlama esasen işçiyi korumaya yöneliktir.Fazla çalışmanın belirlenmesinde, 4857 sayılı Yasanın 68 inci maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerekir. UBGT ve fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca takdiri indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak UBGT ve fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma miktarına göre taktir edilmelidir. Hakkın özünü ortadan kaldıracak oranda bir indirime gidilmemelidir. Somut olayda; davacı, davalı işyerinde aylık ücretli personel için normal çalışma saatlerinin 07:30 ile 17:30 saatleri arası olup, Cumartesi ve Pazar günleri çalışılmadığını, ancak davalı şirketin özelleştirme sonrası artan üretim kapasitesi nedeniyle fazla çalışma yaptığını iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece tanık beyanlarına göre davacının alacak talepleri hesaplanmıştır. Davalı işyeri tarafından tutulan davacıya ait işe giriş, çıkış (pediz kayıtları) kayıtlarında davalı tarafından herhangi bir değiştirme yapılıp yapılmadığı bilirkişi incelemesi ile araştırılarak ve emsal dosyalarda da pediz kayıtlarının esas alınarak fazla çalışma ve UBGT ücretlerinin hesaplandığı da dikkate alınarak mahkemece giriş çıkış kayıtlarına göre talep konusu alacakların hesaplanmamış olması hatalı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 25/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.