Mahkemesi :İş MahkemesiDava Türü : AlacakYARGITAY İLAMITaraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi süresi içinde davalı vekili tarafından istenilmekle, duruşma için tebliğ edilen 22.12.2015 Salı günü belirlenen saatte duruşma isteyen davalı... A.Ş. vekili Av. ... geldi. Davacı adına gelen olmadı. Gelenin huzuru ile duruşmaya başlandı. Duruşmada hazır bulunan tarafın sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyadaki belgeler ve Dairemizin 2015/38895 Esas sayılı Geri Çevirme kararı üzerine gönderilen belgeler incelendi. Gereği görüşüldü;Davacı vekili, davacının haksız olarak işten çıkarılması nedeni ile ... 3. İş Mahkemesi'nin 2013/125 Esas sırasına kayden açılan işe iade davasının kabulle sonuçlandığını, tarafların yüzüne karşı verilen kararın sekiz günlük sürenin geçmesi ile kesinleştiğini, bu nedenle gerekçeli kararın 03.12.2013 tarihinde tebliği üzerine yasal 10 günlük süre içinde davalıya işe başlama ihtarnamesinin noter kanalı ile gönderildiğini, ancak işverenin davacıyı işe başlatmadığını, bunun üzerine kıdem ve ihbar tazminatı ile işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücretinin tahsili için icra takibi yaptıklarını, davalının haksız olarak mesnetsiz iddialarla takibe itiraz ederek durdurduğunu iddia ederek itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, davacı tarafın kesinleşmiş kararın tebliğini beklemeksizin işe başlama başvurusunda bulunduğunu, bu ihtarnamenin usulüne uygun davalıya tebliğ edilmediğini, ... 3. İş Mahkemesi'nin 2013/125 Esas 2013/484 Karar sayılı dosyasının 12.09.2013 tarihinde sonuçlandığını, gerekçeli mahkeme kararının 03.12.2013 tarihinde tebliğ edildiğini, 14.12.2013 tarihinde mahkemenin kararın 12.12.2013 tarihinde kesinleştiğine dair kesinleşme şerhi yazdığını, kesinleşme şerhli mahkeme ilamının 16.01.2013 tarihinde kendilerine tebliğ edildiğini, yasaya göre işçinin kesinleşen mahkeme kararının tebliğinden itibaren 10 iş günü içinde işe başlamak için işverene başvurmak zorunda olduğunu, başvurusunun usulüne uygun olmadığını beyanla davanın reddini istemiştir.Mahkemece, işe iade davasındaki kararın tarafların yüzüne 12.09.2013 tarihinde tefhim edildiği, 8 günlük yasal temyiz süresinin dolması ile kararın kesinleştiği, bu nedenle gerekçeli kararın 03.12.2013 tarihinde tebliği üzerine davacının 04.12.2013 tarihinde noter vasıtası ile yaptığı işe başlama başvurusunun süresinde olduğu, işe iade davasındaki kararın 12.12.2013 tarihinde kesinleştiğine dair şerhin zuhulen verildiğinin kabulü gerektiği, davalının 1 aylık süre içinde ihtara cevap vermeyip davacıyı işe başlatmadığı gerekçesi ile bilirkişi raporundaki hesaplamalar doğrultusunda itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatı talebinin ise reddine karar verilmiştir.İşe iade davasında verilen kararın ne zaman kesinleştiği ve buna bağlı olarak davacının işe başvurusunun süresinde ve usulüne uygun olup olmadığı konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmaktadır.5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 8 inci maddesine göre iş mahkemesinden verilen kararlar tefhim ve tebliğ tarihinden itibaren 8 gün içinde temyiz olunabilir. 6100 Sayılı HMK nun geçici 3 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında; “Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” 2 nci fıkrasında ise; "Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/09/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur." denmiştir. 6100 sayılı HMK'nun hükmü düzenleyen 294 üncü maddesinde aynen;(1) Mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür.(2) Hüküm, yargılamanın sona erdiği duruşmada verilir ve tefhim olunur. (3) Hükmün tefhimi, her hâlde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. (4) Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hâllerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. (5) Hükmün tefhimini, duruşmada bulunanlar ayakta dinler. (6)Hükme ilişkin hususlar, niteliğine aykırı düşmedikçe, usule ilişkin nihai kararlar hakkında da uygulanır." denmiştir.Aynı kanunun 321 inci maddesinde de;"(1) Tahkikatın tamamlanmasından sonra, mahkeme tarafların son beyanlarını alır ve yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder. Taraflara beyanda bulunabilmeleri için ayrıca süre verilmez. (2) Kararın tefhimi, mahkemece hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanması ile gerçekleşir. Ancak zorunlu hâllerde, hâkim bu durumun sebebini de tutanağa geçirmek suretiyle, sadece hüküm özetini tutanağa yazdırarak kararı tefhim edebilir. Bu durumda gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir." şeklinde düzenleme yer almıştır.Yukarıda yazılı kanun hükümleri kapsamında, yerel mahkemece duruşmada tefhim edilen hüküm gerekçe taşımayıp sadece hüküm sonucunu (kısa kararı) içeriyorsa gerekçeli kararın her halükarda davanın taraflarına (taraflar kendilerini vekille temsil ettiriyorlar ise vekillerine) tebliğ edilmesi gerekmektedir. Bir başka anlatımla, sadece hüküm sonucunun (kısa kararın) tefhim edildiği durumlarda, taraflar (ya da vekilleri) duruşmada hazır olsalar dahi gerekçeli kararın taraflara veya vekillerine tebliğ edilmesi gerekir.Somut olayda; davacı 20.01.2013 tarihinde iş akdinin feshi üzerine ... 3. İş Mahkemesi'nin 2013/125 Esasına kayden işe iade davası açmış, mahkemece 12.09.2013 tarihinde tarafların yüzüne karşı davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm gerekçesi ile birlikte gider ve vekalet ücreti gibi hükmün ferilerini içerecek şekilde tefhim edilmemiştir. Hal böyle olunca işe iade davasında verilen kararın temyizi için 8 günlük sürenin tefhimle başladığını kabul etmek mümkün değildir. İşe iade davasında verilen karar, gerekçeli kararın davacı vekiline 03.12.2013; davalı vekiline 03.12.2013 tarihinde tebliğ edilmesi ve 8 günlük süre içinde temyiz edilmemesi üzerine 12.12.2013 tarihinde kesinleşmiştir. Hal böyle olunca, davacının daha henüz karar kesinleşmeden işe başlatılması için yaptığı başvuru usulüne uygun yapılmış bir başvuru değildir. Bu itibarla davanın usulden reddi yerine yanılgılı değerlendirme ile işin esasına girilerek karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, Yargıtay duruşmasında kendini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir olunan 1.100,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 24.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.