Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10983 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12779 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi : Nizip 1. Asliye Hukuk Mahkemesi(İş Mahkemesi Sıfatıyla)Tarihi : 31/10/2014Numarası : 2013/885-2014/1124YARGITAY İLAMITaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,2- Davacı, iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiğini ileri sürerek bazı işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir.Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.İhbar önelleri ve ihbar tazminatı ile kıdem tazminatı ödenip ödenmediği yönlerinden taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.İş sözleşmesi taraflara sürekli olarak borç yükleyen bir özel hukuk sözleşmesi olsa da, taraflardan herhangi birinin iş sözleşmesini bozmak için karşı tarafa yönelttiği irade açıklamasıyla ilişkiyi sona erdirmesi mümkündür.Fesih hakkı iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren bozucu yenilik doğuran ve karşı tarafa yöneltilmesi gereken bir haktır.Maddede düzenlenen bildirimli fesih, belirsiz süreli iş sözleşmeleri için söz konusudur. Başka bir anlatımla belirli süreli iş sözleşmelerinde fesheden tarafın karşı tarafa bildirimde bulunarak önel tanıması gerekmez.Fesih bildirimi bir yenilik doğuran hak niteliği taşıdığından ve karşı tarafın hukuki alanını etkilediğinden, açık ve belirgin biçimde yapılmalıdır. Yine aynı nedenle kural olarak şarta bağlı fesih bildirimi geçerli değildir.Fesih bildiriminde "fesih" sözcügünün bulunması yetmez. Fesih iradesini ortaya koyan ifadelerle eylemli olarak işe devam etmeme hali birleşirse bunun fesih anlamına geldiği kabul edilmelidir. Bazen fesih işverenin olumsuz bir eylemi şeklinde de ortaya çıkabilir. İşçinin işe alınmaması, otomatik geçiş kartına el konulması buna örnek olarak verilebilir. Dairemizce, işverenin tek taraflı olarak ücretsiz izin uygulamasına gitmesi halinde, bunu kabul etmeyen işçi yönünden "işverenin feshi" olarak değerlendirilmektedir.Fesih bildiriminin yazılı olarak yapılması, 4857 sayılı İş Kanununun 109. maddesinin bir sonucudur. Ancak yazılı şekil şartı, geçerlilik koşulu olmayıp ispat şartıdır.Bildirim sürelerine ilişkin 4857 sayılı Yasanın 17'nci maddesindeki kurallar nispi emredici niteliktedir.Taraflarca bildirim süreleri ortadan kaldırılamaz ya da azaltılamaz. Ancak, sürelerin sözleşme ile arttırılabileceği Kanunda düzenlenmiştir. Ancak, bildirim önellerinin arttırılabileceği belirtilmiş olmakla birlikte, Yasada bir üst sınır öngörülmemiştir. Dairemiz tarafından, üst sınırın hâkim tarafından belirlenmesi ve en fazla ihbar ve kötüniyet tazminatlarının toplamı kadar olması gerektiği kabul edilmektedir.İhbar tazminatı, belirsiz süreli iş sözleşmesini haklı bir neden olmaksızın ve usulüne uygun bildirim öneli tanımadan fesheden tarafın, karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminattır. Buna göre, öncelikle iş sözleşmesinin Kanunun 24 ve 25'inci maddelerinde yazılı olan nedenlere dayanmaksızın feshedilmiş olması ve 17'nci maddesinde belirtilen şekilde usulüne uygun olarak ihbar öneli tanınmamış olması halinde ihbar tazminatı ödenmelidir. Yine haklı fesih nedeni bulunmakla birlikte, işçi ya da işverenin 26'ncı maddede öngörülen hak düşürücü süre geçtikten sonra fesih yoluna gitmeleri durumunda, karşı tarafa ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü doğar.İhbar tazminatı, iş sözleşmesini fesheden tarafın karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminat olması nedeniyle, iş sözleşmesini fesheden tarafın feshi haklı bir nedene dayansa dahi, ihbar tazminatına hak kazanması mümkün olmaz, işçinin 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesi hükümleri uyarınca emeklilik, muvazzaf askerlik, evlilik gibi nedenlerle iş sözleşmesini feshetmesi durumunda ihbar tazminatı talep hakkı bulunmamaktadır. Anılan fesihlerde işveren de ihbar tazminatı talep edemez.işçiye bildirim süresi içinde yeni iş arama izninin kullandırılmamış olması, tanınan ihbar önelinin geçersiz olduğu sonucunu doğurmaz.Somut olayda davalı tarafça dosyaya sunulu belgelerden ve daha önce Dairemizden geçen dosyalardan da anlaşılacağı üzere ihbar tazminatı ödemesi yapılmıştır. Davacının davalı işyerinde kesintili çalıştığı, hesaplamaların’da SGK kayıtları dikkate alınarak yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacının önceki çalışma dönemlerinin ihbar tazminatı ödenerek tasfiye edildiğine dair dosya içerisinde ihbar tazminatı bordroları bulunmaktadır. Davacı bu belgelerin işe girerken imzalatıldığını iddia etmiştir. Ayrıca davacının imzasının yer aldığı ibraname bulunmaktadır. Bu ibranameye göre davacıya net 786,95 TL ihbar, 1.169,39 TL kıdem tazminatı ve net 528,36 TL yıllık izin ücreti ödendiği görülmektedir. Bu ibraname ve ihbar tazminatı bordrosu gereğince davacıya ödeme yapılıp yapılmadığı mahkemece işyeri kayıtları ve varsa banka kayıtları getirtilerek araştırılmalı, önceki dönemler tasfiye edilmiş ise SGK kayıtlarına göre belirlenen son çalışma dönemi üzerinden 4857 sayılı Yasa'nın 17.maddesinde belirlenen ihbar önelleri göz önünde bulundurularak ihbar süresi belirlenip ihbar tazminatı hesaplanmalıdır. Davacıya yapılan ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti ödemeleri ile ilgili olarak gerekirse davacı isticvap edilerek bir sonuca varılmalıdır. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 03.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.