Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10917 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16781 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : Adana 3. İş MahkemesiTarihi : 25/04/2014Numarası : 2012/672-2014/348YARGITAY İLAMITaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı Sağlık Bakanlığı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:1- Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2- Davacı, davalı işyerinde 01.03.2005-30.10.2012 tarihleri arasında davalı idarenin alt işverenlerinde aralıksız olarak kaynakçı olarak çalıştığını, iş akdinin kendisi tarafından emekli olduğu gerekçesi ile feshedildiğini bildirerek kıdem tazminatı ile fazla mesai, yıllık izin ve genel tatil alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Davalılar, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davacı işçinin fazla mesai ve genel tatil çalışması yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.Genel tatil çalışmasının ispatı yönünden de aynı kurallar geçerlidir.Somut olayda davacının tanık beyanlarına göre; haftada 5 gün 8.00-18.00 arası çalıştığı, ayda 2 defa nöbetçi kaldığı, bu nöbetlerde 4 er saat çalıştığı, böylece haftalık 2 saat fazla mesai yaptığı ve dini bayramların ilk günü hariç tüm genel tatillerde çalıştığı kabul edilmiştir. Oysa dosyaya davacının tüm çalışma dönemini kapsar şekilde nöbet listelerinin sunulduğu anlaşılmaktadır. Buna rağmen fazla mesai ve genel tatil ücretinin nöbet listeleri yerine tanık beyanlarına göre hesaplanması hatalıdır. Diğer yandan davacının nöbetçi olduğu günlerde arıza olması durumunda işyerine çağrıldığı ve arızanın niteliğine göre çalışma saatlerinin belirlendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda yapılacak iş; davalı hastaneden davacının nöbetçi olduğu dönemlerde oluşan arızaların kaydı getirtilerek ve arızaların niteliğine göre çalışma süresi belirlenmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin fazla mesai ve genel tatil ücretlerinin hatalı şekilde hesaplanıp hüküm altına alınması doğru olmayıp bozma nedenidir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, 03.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.