Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1091 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18088 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : Adana 1. İş MahkemesiTarihi : 21/03/2013Numarası : 2012/244-2013/116 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine 2-Davacı , davalı işyerinde temizlik işçisi olarak çalıştığını, ücretinin düzenli ödenmemesi nedeniyle işyerinden ayrılmak zorunda kaldığından bahisle kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının ödetilmesini istemiştir. Davalı, davacının mazeretsiz olarak işe gelmemesi üzerine devamsızlık nedeniyle haklı nedenle iş akdinin feshedildiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davacı İş Kanunun 34/1 maddesi uyarınca süresinde ödenmeyen fazla mesai ücreti alacağı olduğundan İş Kanunun 24/II-e maddesi uyarınca iş sözleşmesini fesihte haklı olup kıdem tazminatı talep edebileceği ancak ihbar tazminatı isteyemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır. Somut olayda, davacıya imzalı bordrolara göre 2009 yılı Ağustos Ve Aralık Ayında, 2010 Yılı Şubat-Mart Ve Haziran Aylarında Ve 2011 Yılı Mayıs aylarında fazla mesai tahakkukların bulunduğu ve sunulan banka dekontlarına göre aynı miktarların davacıya ödendiği sabittir. Yasal düzenleme gereği bu ayların dışlanarak fazla mesai hesabı yapılması gerekirken bilirkişi tarafından bu hususa hiç denilmeden tüm aylar yönünden de hesaplama yapılmıştır. Mahkemece hatalı rapor esas alınarak karar verilmiş olması bozma nedenidir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde, davalıya iadesine, 27.1.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.