Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10758 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11391 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi : İzmir 6. İş MahkemesiTarihi : 05/09/2014Numarası : 2012/436-2014/439YARGITAY İLAMITaraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi süresi içinde davalı vekili tarafından istenilmekle, duruşma için tebliğ edilen 02.06.2015 günü belirlenen saatte temyiz eden davalı .. İnş. Hafriyat Taah. Akaryakıt San. Tic. A.Ş. vekili Av.C.. T.. geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Gelenin huzuru ile duruşmaya başlandı. Duruşmada hazır bulunan tarafın sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyadaki belgeler incelendi. Gereği görüşüldü:1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,2-Davacı, davalı işyerinde iş makinesi operatörü olarak çalıştığını, iş sözleşmesini ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle haklı olarak feshettiğini, genel ve resmi tatiller dahil olmak üzere 15 günde bir gün izin kullandığını, 08.00-20.00 saatleri arası çalıştığını belirterek kıdem tazminatı ile yıllık izin ve fazla çalışma ile genel tatil alacağı talep etmiştir. Davalı, davacının iş sözleşmesinin devamsızlık haklı nedeni ile feshedildiğini, fazla çalışma ve genel tatillerde çalışma yapmadığını, alacağının olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu uyarınca davacının aylık ücretlerinin SGK'ya asgari ücret olarak bildirilmesi, fazla çalışma ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle davacı işçinin yaptığı feshin haklı nedene dayandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Taraflar arasında zamanaşımı uyuşmazlık konusudur. 4857 sayılı Kanundan daha önce yürürlükte bulunan 1475 sayılı Yasada ücret alacaklarıyla ilgili olarak özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediği halde, 4857 sayılı İş Kanunun 32/8 maddesinde, işçi ücretinin beş yıllık özel bir zamanaşımı süresine tabi olduğu açıkça belirtilmiştir. Ancak bu Kanundan önce tazminat niteliğinde olmayan, ücret niteliği ağır basan işçilik alacakları, Borçlar Kanununun 126/1 maddesi (6098 Sayılı TBK 147) uyarınca beş yıllık zamanaşımına tabidir.5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7 nci maddesinde, iş mahkemelerinde sözlü yargılama usulü uygulanır. Ancak 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 447 inci maddesi ile sözlü yargılama usulü kaldırılmış, aynı yasanın 316 ve devamı maddeleri gereğince iş davaları için basit yargılama usulü benimsenmiştir. Sözlü yargılama usulünün uygulandığı dönemde zamanaşımı def'i ilk oturuma kadar ve en geç ilk oturumda yapılabilir. Ancak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlükte olduğu dönemde 319 uncu madde hükmü uyarınca savunmanın değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin verilmesiyle başlayacağından, zamanaşımı defi cevap dilekçesi ile ileri sürülmelidir. 01.10.2011 tarihinden sonraki dönemde ilk oturuma kadar zamanaşımı definin ileri sürülmesi ve hatta ilk oturumda sözlü olarak bildirilmesi mümkün değildir. Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, 1086 sayılı HUMK hükümlerinin uygulandığı dönemde, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 317/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı definde bulunulabileceği kabul edilmelidir. Cevap dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürülmemiş ya da süresi içinde cevap dilekçesi verilmemişse ilerleyen aşamalarda 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 141/2 maddesi uyarınca zamanaşımı defi davacının açık muvafakati ile yapılabilir.1086 sayılı HUMK yürürlükte iken süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı define davacı taraf süre yönünden hemen ve açıkça karşı çıkmamışsa (suskun kalınmışsa) zamanaşımı defi geçerli sayılmakta iken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uygulandığı dönemde süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı definin geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir. Başka bir anlatımla 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamalar bakımından süre geçtikten sonra ileri sürülen zamanaşımı define davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı defi dikkate alınmaz. Zamanaşımı definin cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla ileri sürülmesi de mümkündür (Yargıtay HGK. 04.06.2011 gün 2010/ 9-629 E. 2011/ 70. K).Davalı vekili, cevap dilekçesinde zamanaşımı defii ileri sürmemiştir. Ancak 19.12.2013 havale tarihli dilekçe ile hem cevap dilekçesini ıslah ettiğini hem de ıslah dilekçesine karşı beyanda bulunduğunu belirterek baştan beri fazla çalışma ve genel tatil alacakları yönünden zamanaşımı defiinde bulunmuş, ıslaha karşı da fazla çalışma ve genel tatil alacağı yönünden zamanaşımı defiini yenilemiştir. Mahkemece, davalı vekiline ıslah harcını yatırması için 20.01.2014 tarihli duruşmanın 2 nolu ara kararı ile 1 hafta süre verilmiş, davalı da aynı gün ıslah harcını yatırmıştır. Dava dilekçesine ve ıslah işlemine karşı ileri sürülmüş bir zamanaşımı defi olmasına rağmen bunun dikkate alınmaması hatalıdır. Yapılacak iş, davalı vekilinin zamanaşımı defi gözetilerek genel tatil ve fazla çalışma alacağının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı belirlenerek sonucuna göre karar vermek olmalıdır. O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında kendini vekille temsil ettiren davalı yararına 1.100,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 02.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.