Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10750 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12280 - Esas Yıl 2015
İş MahkemesiDava Türü : AlacakTaraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükmün süresi içinde taraflarca temyiz edilip incelemenin Yargıtayca duruşmalı olarak yapılması davacı .. vekili Av... tarafından istenilmekle, duruşma için tebliğ edilen 02.06.2015 günü belirlenen saatte temyiz eden davacı .. vekili Av... geldi. Temyiz eden davalı taraftan gelen olmadı. Gelenin huzuru ile duruşmaya başlandı. Duruşmada hazır bulunan tarafın sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyadaki belgeler incelendi. Gereği görüşüldü:Davacı, iş sözleşmesinin davalı işverenler tarafından haksız olarak feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, fazla çalışma, ikramiye, ulaşım ücreti alacakları ile manevi tazminat alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştri. Davalılar vekili .. ile davacı arasında işçi-işveren ilişkisi bulunmadığından bu davalı yönünden husumetten davanın reddi gerektiğini, diğer davalı yönünden ise davacının kendi isteği ile işten ayrıldığından kıdem ve ihbar tazminatı alamayacağını, alacaklarının zamanaşımına uğradığını, yıllık izinlerini kullandığı, haftalık çalışma ile ilgili iddialarının doğru olmadığını, manevi tazminat talebinin reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu uyarınca iş sözleşmesinin davalı işverence haksız olarak feshedildiği, ikramiye, fazla çalışma ve genel tatil ile ulaşım ücreti alacağının kabulüne, diğer alacakların ise reddine karar verilmiştir. Anayasanın 141'nci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297'nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır. Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrasının birbirine aykırı olmaması gerekir. Gerekçeli kararın fazla çalışma ile ilgili kısmında, " ...Dosya kapsamı ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde davacının kış aylarında haftalık 16,5 saat fazla mesai yaptığı, yaz aylarında ise haftalık 18 saat fazla mesai yaptığı..." belirtilmiştir. Buna karşılık hüküm fıkrasında ise hüküm altına alınan fazla çalışma alacak miktarı; mahkemece 08.07.2014 tarihli duruşmanın 1 nolu ara kararı ile " davacının Trabzonspor Klubünün iç saha maçlarının oynandığı Avni Aker Stadyumundaki çimlerin bakımından da sorumlu olması nedeniyle adı geçen futbol takımının sadece iç saha maçlarının bulunduğu günlerde ( lig süresi boyunca toplam 17 gün) mesaisinin gece 23.00 a kadar devam ettiğinin kabulü ile fazla çalışma alacağının yeniden tespiti için ek rapor alınmasına" karar verilmesi üzerine alınan ek raporda çalışma süresi belirtilmeksizin sadece bir futbol sezonu içinde 17 iç saha maçı olduğundan hareketle bunun ilk 6 ayı 7 gün; ikinci 6 ayında 10 gün iç saha maçı bulunduğu belirtilerek hesaplama yapılmıştır. Mahkemece, gerekçeli kararda gerekçe kısmında yılda sadece 17 iç saha maçında davacının fazla çalışma yaptığına dair hiçbir tespit bulunmaz iken hüküm kısmında sadece 17 iç saha maçı nedeniyle yılda 17 gün fazla çalışma yapmış kabul edilerek alacağın hüküm altına alınması nedeniyle gerekçe ile hüküm fıkrası arasında açık bir çelişki oluşmuştur. Yapılacak iş; fazla çalışma alacağı ile ilgili gerekçe hüküm arasındaki çelişki giderilmek suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar vermektir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, Yargıtay duruşmasında kendini vekille temsil ettiren davacı yararına 1.100,00 TL avukatlık ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 02.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.