Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10713 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17076 - Esas Yıl 2014





İş MahkemesiDava Türü : AlacakTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:1-Davacı temyizi yönünden; dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının yerinde olmayan tüm temyiz itirazlarının reddine, 2-Davalı temyizine gelince;Davacı 14/06/2013 tarihinde haklı ve geçerli bir neden olmadan müvekkilinin sözleşmesine son verildiğini, davacı müvekkilinin işyerinde çalışmasına devam ederken 10/06/2012 tarihli yazı ile kendisinden savunma istenildiğini, 21.06.2013 tarihinde savunmasının istendiği olayın özetle müvekkilinin içinde bulunduğu Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı ..na bağlı .. bünyesindeki .. bölümü sanatçılarının .. yarışmasına gittikleri yarışma süresince ikamet ettikleri misafirhanede müvekkili ile ..'nın kalmaya başladıkları günün ikinci gecesinde yan odalarında kalan ..'nin odaları değiştirme teklifinde bulunduğu ve müvekkili ile oda arkadaşı ..'nın ikinci gecede yan odada kaldıkları sırada diğer odaya ..'nin erkek arkadaşı ..'u aldığı iddiasının olduğunu, müvekkilinin ise bu olaydan daha sonra haberdar olduğunu, müvekkilinin işten çıkarılış bildirgesinde İş Kanununun 25. maddesinin 2. fıkrasının (b) ve (e) bendi ile 10/12/2012 tarihli teknik şartnamenin (j) bendinin mesnet gösterildiğini, müvekkilinin mesai arkadaşlarının hayatlarına müdahale etmemesi ve onları ihbar etmesinin ahlaka aykırılık sayıldığını iddia ederek manevi tazminat talep etmiştir. Davalı ise davacının dava dilekçesinin kurgusunu bekar olan iki insanın ilişkisini ispiyonlamamayı hukuksuzluk olarak değerlendirerek buradan davacı müvekkiline kusur isnadına yöneldiğini, davacının 2006 yılından beri kendilerinde çalıştığını, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığının düzenlediği hizmet alımı ihalesi nedeni ile davacının da içinde bulunduğu orkestraya bağlı halk müziği sanatçılarının 26/05/2013 tarihinde Ankara’da yapılan ..ne katıldıklarını, bu süre içerisinde .. Misafirhanesinde konakladıklarını, konaklama sırasında sanatçılardan ..'un bayan sanatçıların kaldığı odaya geldiğini kız arkadaşı olan .. ile aynı yatakta sabahladıklarını, davacının bu olayı sorumluya iletmediğini, bu nedenle işverenin güvenini kötüye kullandığını, bu nedenle iş akdinin haklı nedenlerle feshedildiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davacının bizzat dahil olmadığı davalı çalışanlarından iki tanesinin turne esnasında aynı odada kalmalarından dolayı işveren temsilcisi tarafından davacının "namussuzlukla" suçlanıp, istifa etmesi hususunda baskı yapılmasının haksız fiil niteliğinde görüldüğü gerekçesiyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Çağdaş iş hukuku bir taraftan uluslararası sözleşmeler, diğer taraftan Avrupa normları işçinin huzur içerisinde işini görmesi, emeğinin karşılığını alması, çalışma ilişkisinin, karşılıklı güvene dayanan tam bir uyum içerisinde olmasını amaçlamıştır.4721 sayılı TMK.'nun 24.maddesinde hukuka aykırı olarak kişilik haklarına saldırılan kimsenin, hakimden, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebileceği, 6098 sayılı TBK.'nun 58.maddesinde ise kişilik hakkının zedelenmesinden zarar görenin, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini talep edebileceği bildirilmiştir.Kişisel haklar, kişinin kendi hür ve bağımsız varlığının bütünlüğünü sağlar. Hayat, beden ve ruh tamlığı, vicdan, düşünce ve ekonomik çalışma özgürlüğü, servet, haysiyet ve itibar, ün, ad, sır ve resim hep kişisel varlıklardır. Şeref ve haysiyet, dahil olduğu toplumun gerekli saydığı ahlaki niteliklere sahip olduğu ya da böyle kabul edildiği için, kişiye verilen değeri ifade eder. Kişinin onuru, şerefi ve saygınlığı onun toplum içindeki tüm manevi değerlerden oluşur. Bunlar kişinin ahlaki değerleridir. Herkesin içinde yaşadığı toplumda ilişkiler kurduğu çevrelerde kişisel bir onuru ve şerefi ve saygınlığı vardır. Kişiyi küçük düşürmek, yanlış tanıtmak, gülünç ya da zor duruma sokmak, kişiye düşmanca bir ortam hazırlamak amacıyla yapılan davranışlar manevi değeri nasıl zedelerse, bir olayın aktarılması ya da olay veya kişinin eleştirilmesi de çok kez şeref ve saygınlığa, onura müdahale niteliğinde olabilir. Ancak bu müdahalenin haksız olması diğer bir deyimle hukuka aykırı bulunması gerekir.Somut olayda davacının davaya konu eylem nedeni ile disiplin kurulu kararı ile 1 yevmiye kesimi cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve 13.09.2013 tarihinden itibaren .. Müdürlüğünde görevlendirildiği, her ne kadar iş akdinin feshedildiği ileri sürülmüş ise de halen çalışmaya devam ettiği anlaşılmıştır. Görev değişikliğinin haksız olduğu yıldırma amaçlı yapıldığı, istifaya zorlandığı ileri sürülmüşse de dosya kapsamından işverence davacı tarafın kişilik haklarına yönelmiş bir saldırı bulunduğunun ispatlanamadığı gibi somut olayda davalı işverenin yöneticilerinin eylem ve işlemlerinin davacının kişilik haklarına yönelik hukuka aykırı bir saldırı olarak kabul edilmesinin de mümkün olmaması karşısında davacının manevi tazminat isteminin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının manevi tazminatın miktarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine, 01/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.