Mahkemesi : İskenderun 1. İş MahkemesiTarihi : 13/02/2013 (Ek Karar Tarihi:24/02/2014)Numarası : 2013/80-2013/175YARGITAY İLAMITaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen 24.02.2014 tarihli yargılamanın iadesi talebinin reddine dair ek kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü:Davacı işveren İsdemir, davalı işçinin ödenen işçilik alacaklarının yeniden tahsili için icra takibi açtığından bahisle İskenderun 3. İcra müdürlüğünün 2005/2403 sayılı takip dosyasını yenilenmekle 2010/79 sayılı takibi nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitini talep etmiştir. Davalı davaya hiç katılmamış, savunma da yapmamıştır.Mahkemece, davanın kabulü ile davacının borçlu olmadığının tespitine ve %20 inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Menfi tespit davasına konu olan İskenderun 3. İcra Müdürlüğünün 2005/2403 sayılı takip dosyası ile alacaklı Asımgündüz Vergi Dairesine kayıtlı 1320766007 vergi kimlik numaralı Y.. Y.. tarafından borçlu .. A.Ş aleyhine Dörtyol İş Mahkemesinin 22.03.2005 tarih 2005/ 1112- 2334 E,K sayılı ilamı takibe konularak 01.08.2005 tarihinde 2005/2403 sayılı icra dosyası üzerinden ilamlı icra takibi yapılmıştır.Takipte alacaklı vekili ekli vekaletname uyarınca Kırıkkale barosuna kayıtlı Av. Gökhan Algüldür.Alacaklı vekili olduğunu belirterek Av N.. İ.. tarafından 23.03.2010 tarihinde verilen yenileme dilekçesi ile İskenderun 3. İcra Müdürlüğünün 2005/2403 sayılı takip dosyası 2010/79 numarası alarak İsdemir aleyhine yenileme emri gönderilmiştir.Ancak icra dosyası içeriğinde alacaklı adına verilmiş bir vekaletnameye rastlanmamıştır.İsdemir tarafından takibe konu borç nedeniyle borçlu olmadıklarının tespiti yönünden 21.04.2010 tarihinde İskenderun Asliye Hukuk Mahkemesine menfi tespit davası açılmıştır.Dava dilekçesinde davalı vekili Av.N.. İ.. gösterilmiş ancak dava dilekçesi davalı Y.. Y.. adına .. Mah. Osmaniye adresine gönderilmiş tanınmadığı gerekçesiyle bila tebliğ iade edilmiştir. Davalı vekili olduğunu belirten Av N.. İ.. tarafından mazeret dilekçesi verilmiş ancak dosya içeriğinde vekaletnamesine rastlanmamış, davalı adına duruşmalara da katılmamıştır.Bilirkişi raporunun alınmasından sonra davalı adına .. mah. Hatay adresine çıkarılan tebligat eşi H.. Y.. imzasına teblig edilmiştir. Yapılan yargılama boyunca Av. N.. İ.. tarafından vekaletname sunulmamıştır. İskenderun Asliye Hukuk Mahkemesi iş mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, karar Av. N.. İ..'e elden tebliğ edilmiş, temyiz edilmeksizin 31.12.2012 tarihinde kesinleşmiştir.İskenderun İş Mahkemesi tarafından HMK 320/1. madde uyarınca dosya üzerinden, duruşma açılmaksızın tensiple birlikte davanın kabulüne karar verilmiştir.Gerekçeli karar Av. N.. İ..'e elden tebliğ edilmiş kendisinin vekillikten istifa ettiğini bildirmesi üzerine gerekçeli karar davalının eşine 13.06.2013 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz edilmediği gerekçesiyle 24.06.2013 tarihinde kesinleştirilmiştir.Davalı 05.07.2013 tarihli dilekçesi ile davanın tarafı olmadığı, isim benzerliği bulunduğunu dosyadaki Y.. Y.. ın İskenderun adresinde bulunduğunu, Av. N.. İ.. e vekaletname vermediğini belirtmiş mahkemece kararın davalı tarafından temyiz edilmediği gerekçesiyle dilekçesi ile ilgili işlem yapılamayacağı belirtilmiştir.07.01.2014 tarihinde benzer mahiyette bir dilekçe daha vermiştir.06.02.2014 tarihli dilekçesi ile de, gerekçeli kararın kendisi Ankara da hastane de yatarken esine tebliğ edilmesi nedeniyle temyiz edemediğini, vekil tayin etmediği avukat tarafından aleyhine açılan davanın takip edildiğini ve aleyhine neticelendiğini belirterek yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmuştur.Mahkemece davalının kararı temyiz etmediği, bu halde hükmün yetkisiz temsilci huzuruyla verilmiş ve karara bağlanmış olması halinin gerçekleşmediği, zira hüküm kesinleşmeden davalının haberi olduğu gerekçesiyle talebi reddedilmiş, 24.02.2014 tarihli ek karar süresi içerisinde davalı tarafından davanın tarafı olmadığı, isim benzerliği ile davanın tarafı gösterildiği gösterildiği gerekçesiyle temyiz edilmiştir.Dosya içeriğinde çözümlenmesi gereken iki husus vardır:Birincisi; Y.. Y..'ın İskenderun 1.İş Mahkemesinin 2013/80-175 E,K sayılı dosyasında davalı olarak gösterilen Y.. Y.. ile aralarında isim benzerliği bulunduğunu, esas Y.. Y..'ın İskenderun adresinde bulunduğunu, adreslerinin farklı olduğunu, kendisinin bu davanın tarafı olmadığını iddia etmesi nedeniyle aleyhine hüküm kurulan .. TC numaralı .. Mah. .. Cad.Dostlar Apt. 3.Kat Daire:5 Antakya / Hatay adresinde ikamet eden Y.. Y.. ile İskenderun 3. İcra Müdürlüğünün 2005/ 2403 (2010/79) E sayılı dosyasında takip alacaklısı olan Asımgündüz Vergi Dairesine kayıtlı .. vergi kimlik numaralı .. Mah. 28. Sok No:7 Osmaniye adresinde bulunan Y.. Y..' ın aynı kişiler olup olmadıklarının tespiti,İkincisi; 23.01.1959 doğum tarihli, Yazdan oğlu, .. TC numaralı, .. Mah. .. Cad. .. Apt. 3.Kat Daire:5 Antakya / Hatay adresinde ikamet eden Y.. Y.. tarafından Av N.. İ..'e vekaletname verilip verilmediğinin tespitidir.Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle “tebligat”, “adil yargılanma” ve “hukuki dinlenilme hakkı” kavramları üzerinde durulmasında yarar vardır:Hemen belirtmelidir ki, yetkili makamlar tarafından bir takım hukukî işlemlerin, bunların hukukî sonuçlarından etkilenmeleri amaçlanan kimselere kanuna uygun şekilde bildirimi ve bu bildirimin de usulüne uygun şekilde yapıldığının belgelenmesi olarak tanımlanan tebligat, Anayasa ile güvence altına alınan iddia ve savunma hakkının, daha da özelde hukukî dinlenilme hakkının tam olarak kullanılması ve bu suretle adil bir yargılamanın yapılmasını sağlayan çok önemli bir araçtır. Bir dâvada dâvalının, dâvacının açmış olduğu dâvadan haberdar olması, dâvaya cevap vermesi ve hatta cevap süresinin işlemeye başlaması için dâva dilekçesinin tebliğ edilmesi gerekir. Aksi durumun, ilgilinin hak arama hürriyetini kısıtlayacağına şüphe yoktur. Aslında hemen her hukuksal işlemin tebligat ile sonuç doğuracağını söylemek mümkündür.Mahkeme iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Taraflara hukukî dinlenilme hakkı verilmesi anayasal bir haktır. 1982 Anayasası'nın 36. maddesine göre teminat altına alınan iddia ve savunma hakkı ile adil yargılanma hakkı, hukukî dinlenilme hakkını da içermektedir. Yine İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi'nde de hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesi hükmü: "(I) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.(2) Bu hak;a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını,b) Açıklama ve ispat hakkını,c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir".Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasa’nın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Zira, insan onurunun yargılamadaki zorunlu bir sonucu olarak, yargılama süjelerinin, yargılamada şeklen yer almaları dışında, tam olarak bilgi sahibi olmaları, kendilerini ilgilendiren yargılama konusunda açıklama ve ispat haklarını tam ve eşit olarak kullanmaları ve yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermesi gerekir. Hukukî dinlenilme hakkı olarak maddede ifade edilen ve uluslararası metinlerde de yer bulan bu hak, çoğunlukla "iddia ve savunma hakkı" olarak bilinmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, iddia ve savunma hakkı kavramına göre daha geniş ve üst bir kavramdır.Bu hak, yargılamanın tarafları dışında, müdahiller ve yargılama konusu ile ilgili olanları da kapsamına almaktadır. Ancak, her yargılama süjesi kendi hakkıyla bağlantılı ve orantılı olarak bu hakka sahiptir. Hakkın temel unsurları maddede tek tek belirtilmiş, böylece uygulamada bu temel yargısal hak konusundaki tereddütlerin önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Bu çerçevede, öncelikle tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak yokluğunda karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir.Bu hakkın ikinci unsuru, açıklama ve ispat hakkıdır. Taraflar, yargılamayla ilgili açıklamada bulunma, bu çerçevede iddia ve savunmalarını ileri sürme ve ispat etme hakkına sahiptirler. Her iki taraf da bu haktan eşit şekilde yararlanırlar. Bu durum "silahların eşitliği ilkesi" olarak da ifade edilmektedir.Bu hakkının üçüncü unsuru, tarafların iddia ve savunmalarını yargı organlarının tam olarak dikkate alıp değerlendirmesidir. Bu değerlendirmenin de, kararların gerekçesinde yapılması gerekir (bkz. 6100 sayılı HMK.nun Hükümet Gerekçesi madde 32).Yargılama bakımından, sadece bir tarafın dinlenmesi, başka kimsenin dinlenmemesi, tek yönlü karar verilmesi demektir. Yargılamada yer alan taraflar, yargılamanın objesi değil, süjesidir. Hukukî dinlenilme hakkı, doğru karar verilmesinin garantisidir; bu nedenle, haksızlığa karşı koyabilme imkânı tanır. Bu hak, hukuk devletinin, insan onurunun korunması ve eşitlik ilkesinin, hak arama özgürlüğünün, adil yargılanma hakkının bir gereğidir.Hukukî dinlenilme hakkı yargılamanın süjesi olan herkese aittir. Dava sonunda hukukî durumu etkilenecek olan kişilere, yargılamadaki durumlarına uygun şekilde bu hak tanınmalıdır. Tanık ve bilirkişilerin kendileri ile ilgili bir sonuç doğması halleri dışında, hukukî dinlenilme hakkı bulunmamaktadır. Davada taraflar, çekişmesiz yargı işlerinde ilgililer bu hakka sahip oldukları gibi, fer'i müdahilin de kendi hakkıyla bağlantılı olarak hukukî dinlenilme hakkı bulunmaktadır.Hukukî dinlenilme hakkı, sadece belli bir yargılama için ya da yargılamanın belli bir aşaması için geçerli olan bir ilke değildir. Tüm yargılamalar için ve yargılamanın her aşamasında uyulması gereken bir ilkedir. Bu çerçevede gerek çekişmeli ve çekişmesiz yargı işlerinde gerekse bu yargılamalarla bağlantılı geçici hukukî korumalarda, icra takiplerinde, tahkim yargılamasında, hatta hukukî uyuşmazlıklarla ilgili yargılama dışında ortaya çıkan çözüm yollarında, her bir yargılama, çözüm yolu ve uyuşmazlığın niteliğiyle bağlantılı şekilde hukukî dinlenilme hakkına uygun davranılmalıdır.Hukukî dinlenilme hakkına aykırılık istinafa başvuru için bir gerekçe ve temyizde de bozma sebebidir. Hakkın ihlâlinin niteliğine göre, yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak kabul edilebilir. Ayrıca adil yargılanma ihlâli çerçevesinde de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurulabilir.Davalının taraf olmadığı mahkeme kararının davalı yönünden yargılama usul hukuku bakımından kesin hüküm oluşturduğunu söylemek hukuki dinlenme hakkının ihlali anlamına geleceğinden olanaklı değildir. Bu karar şekli anlamda kesinleşmiş ve hukuki anlamda ise yok hükmünde bir karardır. Somut olayda; davalının ısrarla belirttiği üzere, isim benzerliğinden kaynaklı bir karışıklık mevcuttur. Yargılama sırasında, taraf teşkilinin doğru bir şekilde yapılması, taraflara talebe ve usulüne uygun tebligat çıkartılması kamu düzeni ile de ilgili bir husustur. Davalıya usulüne uygun yapılmadığı anlaşılan tebliğin, talebe ve usulüne uygun olarak yapıldığından ve bu hususun kesinleştiğinden söz edilemez. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 21.03.2007 tarih ve 2007/8-161 E., 2007/155 K. sayılı kararı ile de belirtildiği üzere adil yargılanma ve dinlenilme hakkının bir gereği olarak hakim, taraflara duruşmalarda hazır bulunmak, iddia ve savunmalarını bildirmek için imkan vermeli, tarafları usulüne uygun bir biçimde duruşmaya davet etmelidir. Fakat tarafların kendilerine tanınan bu imkana rağmen, duruşmaya gelmek zorunluluğu yoktur. Hukuk davalarında duruşmaya gelmemenin müeyyidesi, dava dosyasının işlemden kaldırılması veya yargılamanın gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilmesidir.Bu nedenle yukarıda yapılan açıklamalar dikkate alındığında davalının hak arama özgürlüğü kapsamında usulüne uygun şekilde bilgilendirilme ve açıklama ve savunma yapma hakkı ihlal edilerek gösterilen deliller toplanmaksızın karar verilmesi suretiyle hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilmiştir. Mahkemece yapılacak iş; davalı Y.. Y..'ın yargılamanın iadesi talebini kabul ederek öncelikle taraf teşkili sağlanıp duruşma açılarak davalıya savunma hakkı tanımak, davalının iddia ettiği gibi isim benzerliği bulunup bulunmadığı hususunu; adresleri, TC numaraları, mernis kayıtları ve mahallinde yaptırılacak zabıta araştırmaları ile tespit etmek; .. Demir ve Çelik A.Ş de çalışan Y.. Y..’ın hangisi olduğu, gerek çalıştığı işyerinden sorularak gerek Dörtyol İş Mahkemesinin 22.03.2005 tarih 2005/ 1112-2334 E,K sayılı dosyası getirtilerek araştırmak, İskenderun 3. İcra Müdürlüğünün 2005/ 2403 (2010/79) sayılı takip dosyasındaki Asımgündüz Vergi Dairesine kayıtlı, .. vergi kimlik numaralı .. Mah. 28. Sok No:7 Osmaniye adresinde bulunan ve Av. G.. A..’ü vekili tayin eden Y.. Y.. ile 23.01.1959 doğum tarihli Yazdan oğlu .. TC numaralı .. Mah. .. Cad. Dostlar Apt. 3. Kat Daire: 5 Antakya / Hatay adresinde ikamet eden Y.. Y..'ın aynı kişiler olup olmadığı tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlemek, ayrıca 23.01.1959 doğum tarihli Yazdan oğlu .. TC numaralı Y.. Y.. tarafından kendisini temsil etmek üzere Av.N.. İ..'e vekaletname verip vermediği hususu da etraflıca araştırarak sonuca gitmektir.Mahkemece yanılgılı değerlendirme ile davalının yargılamanın iadesine yönelik talebinin reddine karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir.SONUÇ: Temyiz olunan 24.02.2014 tarihli ek kararın Bozularak Ortadan Kaldırılmasına, davalıya yapılan tebligatın usulsüz olması nedeniyle gerçekte taraf teşkili sağlanmadan verilen kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yargılamanın iadesini talep eden davalıya iadesine, 01.06.2015 tarihinde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
RÜCU DAVASI ZAMANAŞIMI SÜRESİ
(.Davacı, dava dışı üçüncü kişinin mevzuat gereği kendisine indirimli tarife uygulanması gerekirken Başbakanlık Hazine Müsteşar-lığı’nın talimatı üzerine indirimli tarife uygulamasından vazgeçilmesi nedeniyle ödemiş olduğu fazla elektrik bedelinin geri alınması için açtığı dava sonucunda mahkemece v
EMSAL ÜCRET ARAŞTIRMASI • SENDİKALAR MESLEK KURULUŞLARI
4857 sayılı İş Kanunu'ndan 32.maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir.Kanun'un kabul ettiği sınırlar içinde tarafl
İhtiyati hacizde görevli mahkeme
MAHKEMESİ : Gerze Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 09/01/2014NUMARASI : 2014/4 3 D. İşTaraflar arasındaki ihtiyati haciz talebinin incelenmesi sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı talebin görev yönünden reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde ihtiyati haciz talep eden vekilince temyi
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?