Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10660 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 19261 - Esas Yıl 2015
Mahkemesi : Adana 4. İş MahkemesiTarihi : 26/09/2014Numarası : 2012/712-2014/755YARGITAY İLAMITaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; hüküm davacı ve davalı A.. M.. vekillerince süresi içinde temyiz edilmiş, davalı A.. M.. vekili tarafından duruşma istenmiş ise de; HUMK'nun 438.maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği görüşüldü:Davacı, davalı işyerinde 2001 yılında kadroya geçmeden önceki dönem mevsimlik işçi olarak çalıştığı hizmetlerinin kıdemine sayılmadığını, 2011-2013 yıllarını kapsayacak 3. Dönem TİS’in geçici 4. maddesi gereği önceki işyerlerinde geçen çalışmaların da davalı işyerinde geçmiş gibi kabul edileceğine dair düzenleme gereği derece ve kademelerinin tespiti ile yeni derece ve kademeleri dikkate alınarak ilk kadroya geçişlerinden itibaren TİS’den kaynaklanan ücret farkı, yıpranma primi, ilave tediye farkı, ikramiye farkı alacağının ödetilmesini istemiştir. Davalı ASKİ Başkanlığı (İl Özel İdaresi), davacıya sözkonusu hakların 2011-2013 yıllarını kapsayan TİS ile tanındığını, bu nedenle taleplerin geçmişe yönelik olarak yerinde olmadığını, derece ve kademe tespitinde hata olmadığını, gerekli ödemelerin TİS’lere göre zaten yapıldığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, davacının bilirkişi tarafından hesaplanan mevsimlik işçi olarak çalıştığı dönem yönünden hak ettiği derece ve kademenin tespitine, yeni derece ve kademeye göre 5 yıllık zamanaşımı süresi dikkate alınarak alması gereken ücret farklarının davacıya ödenmesine karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı).Somut olayda, mahkemece davacının davalı işyerinde mevsimlik işçi olarak 7 yıl 243 gün çalışmasının karşılığı olarak eklenmesi gereken derece ve kademenin tespiti için 4 adet rapor alınmıştır. Mahkeme gerekçesinde sadece “itibar edilen rapora göre” denilerek alacaklar hüküm altına alınmıştır. Ancak ne davacının alacaklarının tespitinde hangi tarihli rapora itibar edildiği ne de derece ve kademesinin tespitine dair bir açıklık bulunmamaktadır. Yasal düzenlemeye aykırı olarak infazda tereddüt uyandıracak şekilde karar verilmiş olması bozma nedenidir. O halde davacı ve davalı ASKİ Genel Müdürlüğünün bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı ve davalı ASKİ Genel Müdürlüğünün diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacı ve davalı ASKİ Genel Müdürlüğüne iadesine, 01.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.