Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10638 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 1308 - Esas Yıl 2015





İş MahkemesiDava Türü : AlacakTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine. 2-Davacı, davalı işyerinde ütü paket bölümü elemanı olarak çalıştığı, iş akdinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğinden bahisle kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının ödetilmesini istemiştir. Davalı, davacının iş akdinin devamsızlığı nedeniyle haklı sebeple feshedildiğini ve tüm alacaklarının ödendiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, davacının iş akdinin haklı neden olmaksızın feshedildiği gerekçesiyle tüm taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı, yapmışsa fazla çalışma ücretlerinin ödenip ödenmediği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.Somut olayda, davacı fazla mesai alacağı talep etmiştir. Mahkemece, akdin feshi ve fazla mesai konusunda işveren kayıtlarına itibar edilmemesi ve tanık beyanlarına göre fazla mesai hesabı yapılması dosya içeriğine göre yerindedir. Ancak alınan tanık beyanları fazla mesai alacağını ispata yeterli değildir. Dinlenilen davacı tanığı .. “biz haftanın 6 günü çalışıyorduk, mesaimiz sabah 08.00, akşam 18.30 saatleri arası idi. Bu söylediğim saatlerin dışında davacının hafta içi her akşam 20.45-22.00 'a kadar bazen de işin durumuna göre 24.00 'a kadar mesaiye kaldığı olurdur. Cumartesi günleri de sabah 08.00 'de başlayıp, yine akşam mesaiye kalınıyordu. 1 Saat öğlen yemek molası vardı.”, diğer davacı tanığı .. ise “Biz haftanın 6 günü çalışıyorduk. Mesaimiz sabah 08.00, akşam 18.30 saatleri arası idi. Bu söylediğim saatlerin dışında haftanın tüm günleri her akşam 20.45 'a kadar fazla mesaiye kalıyorduk. Ayrıca ayda 15 gün 22.00 'a kadar mesai yaptığımız oluyordu. Sadece ayda 1-2 Pazartesi günü normal mesai saatinde çıkıyorduk. Cumartesi günü akşam 17.00 'a kadar çalışıyorduk. 45 dakika öğlen yemek molası ve 15 'er dakikadan 2 kez çay molası vardı.” şeklinde beyanda bulunmuşlardır. Davalı tanıkları ise “ İş yerinde mesai haftanın 5 günü sabah saat 08:00 da başlar, akşam saat 18:30 a kadar devam eder. Bu söylediğim saatlerin dışında çok nadiren ayda ortalama 3-4 gün 20.45 'e kadar fazla mesaiye kalırız. Sevkiyatın olduğu bazı aylarda 1 Cumartesi, bazen 2-3 ayda 1 Cumartesi günü sabah 08.00 ile akşam 17.00 saatleri arası çalışırız. Akşam 22.00 'a kadar fazla mesaiye kaldığımız olmaz. Haftanın devamlı 6 günü çalışmamız söz konu değildir. Belirttiğim gibi sevkiyatın olduğu bazı Cumartesi günleri çalışırız. Gün içinde 2 kez 20 'şer dakika çay molası, 1 kez 50 dakika yemek molası vardır ” demişlerdir. Bu beyanlara itibarla fazla mesai hesabı mümkün değildir. Bu nedenle mahkemece, özellikle davacı tanıkları yeniden dinlenerek ve işveren aleyhine açılmış davaları bulunduğu da gözetilerek haftanın hangi günü ortalama olarak kaçtan kaça kadar çalıştıkları konusunda net olarak beyanları alınmalıdır.Ayrıca, bilirkişinin fazla mesai hesap yöntemi hatalıdır. Bilirkişi hesabında, davacı tanığının 22.00'e kadar çalışmasının bildirilmesi durumunda günlük mesainin 08.00-22.00 arası olduğu, 14 saat çalışmada 2 saat ara dinlenmesini indirilmesi suretiyle günlük çalışma süresinin 12 saat olacağının belirlenmesi; haftanın diğer günleri de aynı yöntemle çalışma süresi tam olarak belirlendikten sonra tüm haftanın çalışma süresi belirlenerek varsa haftalık fazla mesai süresinin hesaplanması gerekirken; “tanık beyanlarına göre haftada 3 gün günde 2 saat olmak üzere haftada 3 x 2=6 saat ve ayda 2 kez 22.00'a kadar birer saatten 2 saat fazla çalışma yapıldığı kabul edilerek haftaya bölünmek sureti (2/4=0,5 )ile ek olarak haftalık yarım saat daha fazla mesai yapılmış olmaktadır. Toplam haftalık fazla mesai süresi 8 + 6 +0,5 =14,5 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır ” denilerek sadece bildirilen fazla çalışma süresinin eklenmesi suretiyle hesaplama yapılması usul ve ilkelere aykırıdır. Bu nedenle yeniden alınacak bilirkişi raporunda bu hususa dikkat edilmeli, ayrıca hesaplama sırasında ilk kararın davacı tarafından temyiz edilmemesi nedeniyle usuli kazanılmış hak ilkesi gereği davalının daha aleyhine bir karar verilemeyeceği de gözden ırak tutulmamalıdır.Yine hükme esas alınan bilirkişi raporunun açıklamalar kısmında işe giriş çıkış kayıtlarına göre fazla mesai tahakkuku olan ayların hesaplamadan dışlanacağı belirtilmişken, daha sonraki paragraflarda yapılan ödemelerin indirileceğinin belirtilmesi ve hesaplama sırasında da fazla mesai saatlerinin indirilmesi suretiyle hesaplama yapılması bilirkişi raporunun kendi içinde çelişkili olduğunu göstermektedir. Bu yönüyle bilirkişi raporu hükme esas alınmaya elverişli de değildir. Yeni alınacak raporda bordrolarda fazla mesai tahakkuku olan ayların karşılığının ödendiğinin tespit edilmesi durumunda, bu aylar hesap dışı bırakılmak suretiyle hesaplama yapılması gerektiği de göz önünde tutularak çıkacak sonuca göre bir karar verilmelidir.O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 01.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.