Mahkemesi : Gerze(Kapatılan) Kadastro MahkemesiTarihi : 01/06/2012Numarası : 2010/11-2012/37 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacılar A.. A.. ve G.. K.. tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında dava konusu 209 ada 3 parsel sayılı 5876,36 m2 yüzölçümündeki taşınmaz davalı R.. C.., aynı ada 1 ve 6, 210 ada 4, 211 ada 2, 212 ada 4 ve 11 parsel sayılı sırasıyla 2034,57 m2, 69,83 m2, 373,01 m2, 244,11 m2, 1046,28 m2 ve 92,31 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar ölü olduğu tutanağın beyanlar hanesinde açıklanmak suretiyle tarafların ortak miras bırakanı R.. A.. adına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak tespit edilmiştir. Davacılar A.. A.. ve G.. K.. dava konusu taşınmazların ortak miras bırakanları R.. A.. tarafından sağlığında miras bırakanları Ali ve M.. A..'a bağışladığını öne sürerek dava açmışlardır. Mahkemece davanın reddine, dava konusu taşınmazların tespit gibi tapuya tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacılar A.. A.. ve G.. K.. tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece dava konusu taşınmazların tarafların ortak miras bırakanı R.. A..'a ait olduğu sağlığında çocukları Ali ve M.. A..'a bağışladığının davacılar tarafından kanıtlanamadığı gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma uygulama, hüküm vermeye yeterli değildir. Davacılar dava konusu taşınmazların ortak miras bırakanları R.. A.. tarafından sağlığında babaları Ali ve M.. A..'a usulüne uygun geçerli bir şekilde bağış yapıp zilyetliğinin de teslim edildiğini öne sürerek tespite itiraz etmişlerdir. Taşınmazlar başında yapılan 09.04.2012 tarihli keşifte davalılardan İ.. A.. da bir kısım taşınmazların babalarının sağlığında davacıların miras bırakanlarına teslim edildiğini, davacı tarafın bir kısım tanıkları da ortak miras bırakan Ramazan tarafından sağlığında E.. M.. ve derenin aşağısında bulunan taşınmazların davacıların miras bırakanları Ali ve M.. A..'a bağışladığını haber vermişlerdir. Ne var ki derenin aşağısından ve E..Mevkisinden nerenin kastedildiği hangi taşınmazların zilyetliğinin teslim edildiği hususları açıklığa kavuşmamıştır. Öncelikle tapusuz ve menkul mal hükmünde olan taşınmazların ortak miras bırakan tarafından bağışlanıp zilyetliklerinin davacıların miras bırakanları Ali ve M.. A..'a devredilip devredilmediğinin açık ve net olarak tespiti gerekir. Şayet geçerli bir bağış yok ise 1972 yılında ölen Ramazan'ın ölümünden sonra tüm mirasçılarının bir araya gelerek terekeyi kendi aralarında pay etmeleri herhangi bir mirasçının kendi payına düşeni aldıktan sonra terekedeki diğer miras hakkından vazgeçmesi koşuluna bağlıdır. Saptanan dava niteliği yukarıda vurgulanan hukuksal olgular dikkate alındığında yerel mahkemece yapılan araştırma ve soruşturma hüküm vermeye yeterli değildir. Hükme dayanak yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi, tanık sözleri olaylara dayanmayan soyut nitelikte gerekçesiz sözlerden ibarettir. O halde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için öncelikle ortak miras bırakanın terekeye dahil dava dışı başka taşınmazların bulunup bulunmadığının araştırılması, varsa sözü edilen taşınmazların tespit tutanakları ve dayanak belgeleri, davalı iseler dava dosyaları da getirtilmeli, daha sonra yöreyi iyi bilen, yaşlı, yansız, yerel ve uzman bilirkişi tarafların aynı yöntemle gösterecekleri tanıklar ile tespit tutanağı bilirkişilerinin tümü hazır olduğu halde, taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, yerel bilirkişi ve tanıklardan ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra, mirasçıları arasında az yukarıda açıklanan hukuksal olgulara göre yöntemine uygun bir bağış ve paylaşma yapılıp yapılmadığı, bağış ya da paylaşma yapılmış ise dava konusu taşınmazların hangi mirasçı ya da mirasçıların miras payına isabet ettiği yolunda yerel bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı bilgi alınmalı, “Derenin aşağısı ve E... M.. nin ve buralara ait taşınmazlar duraksamasız belirlenmeli, bu konularda da yerel bilirkişi ve tanıklardan ayrıntılı bilgi alınmalı, keşifte dinlenen bilirkişi ve tanıkların anlatımları ile tutanak bilirkişilerinin beyanları çeliştiği takdirde tutanak bilirkişilerinin tümü taşınmaz başında ayrı ayrı dinlenerek çelişki giderilmeli, mirasçılar arasında, aynı nitelikte Kadastro Mahkemesinde görülmekte olan dava ya da davalar varsa, davalar arasında, fiili ve hukuki irtibatın varlığı, davalardan biri hakkında verilecek hükmün, aynı nitelikteki diğer davanın sonucunu etkileyeceği gözönüne alınarak dava dosyalarının, birleştirileceği düşünülmeli, sonuçlanan ve kesin hükme bağlanan, davalar varsa, deliller değerlendirilirken, sözü edilen taşınmazlarla ilgili olarak, yerel mahkemesinden verilen ve kesinleşen hükümler de gözönüne alınmalı, özellikle, sözü edilen taşınmaz ya da taşınmazların, tespit tutanakları içeriğinde, bağış ve paylaşma olgusuna yer verilip verilmediği yönü üzerinde durulmalı, uyuşmazlığın niteliğine göre deliller değerlendirilirken taşınmazların tespitinde herhangi bir senet ve belgenin uygulanmadığı ve menkul mal hükmünde oldukları bağış ve zilyetliklerinin teslimi ile mülkiyetin de geçeceği gözönünde tutulmalı, uzman bilirkişiden keşfi izlemeye bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan verecek şekilde ayrıntılı gerekçeli rapor alınmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller bu çerçevede değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece bu olgular gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz davacı tarafın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA,peşin alınan harcın istek halinde hükmü temyiz eden davacı tarafa iadesine, 27.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.