Mahkemesi :İş MahkemesiDava Türü : İşe iade YARGITAY İLAMITaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen 09/04/2015 tarihli ek karar ile 10/09/2014 tarihli kararın, Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:1-Davacının 09/04/2015 tarihli ek karara ilişkin temyizi yönünden; 6100 Sayılı HMK'nun geçici 3. madde 1.fıkrasına göre; “Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmi Gazete'de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” 2.fıkrasına göre; Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/09/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla değişiklikten önceki 427 ilâ 454'üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 5.maddesine göre iş mahkemesinden verilen kararlar tefhim ve tebliğ tarihinden itibaren 8 gün içinde temyiz olunabilir. Ancak, Yargıtay HGK’nun 21.1.2015 tarih, 2014/9-1438 E ve 2015/580 K sayılı kararında da belirtildiği üzere, iş mahkemesinin tefhim edilen kararı, hükme ilişkin tüm hususları içermiyorsa, yani sadece hüküm özeti tefhim edilmiş ise temyiz süresinin tefhimden değil, tebliğden itibaren başlayacağı ve hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte tefhim edilemediği hallerde gerekçeli kararın mutlaka taraflara tebliğ edilmesi gerekmektedir. Belirtilen şekilde işlemeye başlayan 8 günlük süre içinde temyiz dilekçesinin hakime havale edildikten sonra temyiz defterine kaydının yaptırılması ve harcının yatırılması gerekir. Temyiz süresi içinde temyiz dilekçesi ve temyiz defterine kaydedilmiş, ancak harç yatırılmamış ise, harç ve temyiz giderlerinin yatırılması için ilgili tarafa HUMK'nun 434/3.maddesi gereği 7 günlük kesin süre verilmesi gerekir. 8 günlük süre içinde temyiz edilmeyen (HUMK'nun 432/4), temyiz defterine kaydı yapılmayan (HUMK'nun 434/3) kararlar kesinleşmiş olur.Somut olayda, yerel Mahkemece, kanuni süre geçtikten sonra yapılması nedeniyle temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. Davacı bu kararı dahi temyiz etmiştir. O halde, bu yön üzerinde özellikle durulmalıdır. Hükmün, tefhiminin HMK'nun 294. maddesindeki unsurları içerir biçimde yapılmadığından Yasada öngörülen 8 günlük temyiz süresinin geçtiğinden söz edilemez. Hal böyle olunca, davacının hükmü süresinde temyiz ettiği anlaşıldığından yerel mahkemenin temyiz isteminin reddine ilişkin 09/04/2015 tarihli ek kararı bozularak ortadan kaldırılmalı ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432/son maddesi gereğince asıl hükmün temyizini amaçlayan temyiz itirazları incelenmelidir. 2-Davacının 10/09/2014 tarihli karara yönelik temyizine gelince; Davacı vekili, fesih sebebinin açık ve kesin bir şekilde belirtilmediğini, hakkındaki iddialara karşı savunmasının alınmadığını belirterek feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının davalı şirkete ait hastanede çalışmaya başlamadan önce Lara Hastanesi Bünyesinde hizmet verdiğini, bu hastaneden olan alacaklarını talep ederek.... İcra Müdürlüğü'nün 2012/5485 Esas Sayılı dosyası ile takibe geçtiğini ancak davalı şirkete ait hastanede bu alacaklarını tahsil amacıyla haciz işlemi gerçekleştirdiğini, eski çalıştığı hastaneden olan alacağı için müvekkili şirketin hastanesinde haciz işlemi yaptırması ve hastaneye ait tıbbi cihazları haczettirmesinin davacıya olan güveni sarstığını ve iş sözleşmesinin devamını imkansız hale getirdiğini, sözleşmenin usulüne uygun bir şekilde feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dosyaya sunulan haciz tutanağı içeriğinden; borçlunun ....olduğu, ... Mah. ... No.. adresine 25.01.2012 tarihinde gelinerek davalı şirkete ait hastanede bir adet röntgen cihazının fiilen haczedildiği, dosyaya sunulan ... İş Mahkemesinin 2011/420 E ve 2012/102 K nolu kararında davacının daval... ne ait işyerinde çalıştığı, ... A.Ş işyerinde çalışmadığı, şirket arasında devir ilişkisinin bulunmadığı, şirket ortakları ve yetkililerin farklı kişiler olduğu, aralarında müştereken sorumluluğu gerektirecek herhangi bir hukuki bağın bulunmadığının tespit edildiği ve kararın Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 2012/26816 K nolu kararı ile onandığı, buna göre davacının alacaklarının tahsili amacı ile kanundan doğan haklarını kullandığı ancak icra işlemini borçlu şirket ile hukuki bir bağının bulunmadığı yargı kararları ile kesinleşen davalı şirkete ait adreste bulunan işyerinde gerçekleştirilmesinin doğruluk ve bağlılığa uymayan davranış olarak nitelendirilebileceği gibi, güven ilişkisini de sarstığı, feshin geçerli nedene dayandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğine göre somut olayda, davacının, davalı işyerinde radyoloji uzmanı olarak çalıştığı, iş sözleşmesini ... ile imzaladığı ancak, davacı tarafça ibraz edilen Ticaret Sicil Gazetesine göre ...nin iş akdinin devamı sırasında unvan değişikliğine giderek ünvanını ... olarak değiştirdiği, davacının da bu nedenle davasını ....’ye karşı açtığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, 2 ayrı bilirkişiden rapor alınmış olup; emekli iş başmüfettişi olan bilirkişiden alınan ilk raporda, “Davacının, varolan alacağını yasal yollardan almasının doğruluk ve bağlılığa aykırı olmadığı, güven ilişkisini sarsmayacağı, feshin haksız olduğu”nu mütalaa edilmiştir. Davalı şirket vekili, rapora itiraz ederek 22. HD’nin 2012/7284 E sayılı ilamını sunmuştur. İlam ..... İş mahkemesinin kararının Onanmasına ilişkin olup; dava dışı ....isimli şahsın ....A.Ş’ye karşı açtığı alacak davasında mahkemece “Yapılan tespitlerden, davacının ... A.Ş. işyerinde çalışmadığı, şirketler arasında devir ilişkisinin bulunmadığı, şirket ortakları ve yetkililerin farklı kişiler bulunduğu, aralarında müştereken sorumluluğu gerektirecek herhangi bir hukuki bağın olmadığı tespit edilmiş ve davalı .... A.Ş. aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeni ile reddi gerekmiştir.” gerekçesiyle Davalı ... ... Aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine, Davalı .... Aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Eldeki dosyada da, Mahkemece bu ilam ve davalının rapora itirazı üzerine yeniden İnsan kaynakları Uzmanı Yöneticisi olan bilirkişiden rapor alınmıştır; bu rapora itibarla, davacının alacaklarının tahsili amacı ile kanundan doğan haklarını kullandığı ancak icra işlemini borçlu şirket ile hukuki bir bağının bulunmadığı yargı kararları ile kesinleşen davalı şirkete ait adreste bulunan işyerinde gerçekleştirilmesinin doğruluk ve bağlılığa uymayan davranış olarak nitelendirilebileceği gibi, güven ilişkisini sarstığı anlaşılmakla, feshin geçerli nedene dayandığı kabul edilerek, davanın reddine karar verilmiştir. Dosyaya sunulan haciz tutanağı içeriğinden, davacının önceki çalıştığı ...’den olan alacağı nedeniyle davalı şirketin röntgen cihazını haczettirdiği, icra memurunun vergi levhası ve imza sirkülerinin fotokopisini şirket yetkilisinden alarak incelediği, her iki şirketin vergi numaralarının aynı olduğu, şirket adreslerinin aynı olduğu, şirketler arasında devir sözleşmesi yapıldığını tespit ederek tutanağa geçtiği ve davacı vekilinin talebi üzerine haczi gerçekleştirdiği görülmektedir. Mahkemece, hükme esas alınan dava dışı işçiye ait 22. HD’nin 2012/7284 E sayılı onama ilamına konu gerekçeli kararda ise davalı şirketin taraf olmadığı, bu dosyaya esas alınamayacağı anlaşılmıştır. Davacının yargılama aşamasında ve temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü, 17. HD’nin 2012/8383 E sayılı ilamına konu mahkeme kararında ise, davalı şirketin feshe konu hacze ilişkin olarak istihkak iddiasının reddine dair eldeki dosya davacısının açtığı dava kabul edilmiştir. Yargıtay 17. HD’nce bu karar 01.10.2013 tarihinde onanmıştır. Onamaya konu gerekçeli kararda, borçlu .... ile üçüncü kişi davalı şirket arasındaki ilişkinin ticari işletme devri olduğu ve bu durumda, devrin alacaklının haklarını etkileyemeyeceği gibi, devralan üçüncü kişinin davacı alacaklıya karşı işletmenin borçlarından sorumlu bulunduğu kabul edilmiştir.O halde, 17. HD’nin sözü edilen ilamı ile feshe konu haczi gerektiren borcun davalı şirkete ait bir borç olduğu kesinleşmiştir. Buna göre, mahkemece alınan ilk bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, davacının, varolan alacağını yasal yollardan alması doğruluk ve bağlılığa aykırı olmadığı gibi güven ilişkisini sarsacak bir davranış olarak da kabul edilemez. Bu nedenle, davalı işverence yapılan feshin haklı ya da geçerli nedene dayanmadığı kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken mahkemece yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi hatalıdır. 4857 sayılı İş Yasasının 20/3.maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1- Mahkemenin, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine ilişkin 09.04.2015 tarihli ek kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,2- Mahkemenin 10.09.2014 tarihli nihai kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,3- Davalı ... tarafından yapılan feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının adı geçen işverende İŞE İADESİNE,4-Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 4 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,5-Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNE, 6- Alınması gereken 29,20 TL harçtan, peşin alınan 21,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,05 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine'ye gelir kaydına, 7-Davacının yapmış olduğu Yargıtay’a geliş-dönüş dahil toplam 492,40 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,8- Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT.'ne göre 1.800,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,9- Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,10- Peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 05.05.2016 tarihinde oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
Sigortasız Çalıştırılan İşçinin İşçilik Alacakları İçin Hizmet Tespit Davası Açmaya Zorlanamayacağı
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca
incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu
anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait kuaför salonunda 01/06/2009-
07/03/2011 tarihleri arasında ça
PMF TABLOSU • TAZMİNAT HESAPLAMA
Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi Pakize'nin içinde yolcu olarak bulunduğu ve davalı N Sigorta ZMSS poliçesi ile sigortalı araç nedeniyle meydana gelen kazada murisin vefat ettiğini belirterek, anne baba, eş ve çocuk için 5.000'er TL destekten yoksun kalma tazminatının müracaat tarihinden iti
İşçi alacağı ilamda brüt olarak belirtilmiş ise, alacaklı vergi ve sigorta primlerini indirdikten sonra net miktar üzerinden takip yapabilir
Borçlu itirazında; alacaklı vekili tarafından Karacabey Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/896 Esas, 2011/607 Karar sayılı ilamının dayanağının işçi alacağı olup hükmedilen kıdem tazminatı ve ihbar tazminatının net ya da brut olduğunun belirtilmediği, takibe konu ilama esas teşkil eden bilirkişi raporu
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?