Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10093 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16636 - Esas Yıl 2014
Mahkemesi : İş MahkemesiDava Türü : AlacakTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı .....vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:1-Davacı, davalı işyerinde 02.09.2011-10.07.2013 tarihleri arasında claim danışmanı- garanti sorumlusu olarak çalıştığını, iş akdinin davalı tarafından haksız ve geçersiz şekilde feshedildiğini, davalının garanti kapsamına girmeyen parçaları değiştirmesi konusunda kendisine baskı yaptığını, bunu başlarda kabul ettiğini fakat sonradan genel merkezin kesin talimatı üzerine kabul etmediğini, akabinde işyerinde baskılara maruz kalıp en sonunda asılsız ithamlarla iş akdinin sonlandırıldığını bildirerek kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Davalı, davacının garanti kapsamında olmamasına rağmen parça değişimi yaptığını, bir parçayı zimmetine geçirdiğini, işini düzgün yapmadığı için genel merkezden uyarı aldıklarını ve diğer işçilerin ortasında amirine “seni tanımıyorum,üstüm değilsin” dediğini, bu nedenlerle iş akdinin İK 25-II-e kapsamında feshedildiğini ve başka bir alacağının da bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.. Mahkemece, gerekçe bildirilmeden davanın kabulüne karar verilmiştir.Anayasanın 141'nci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır. Somut olayda mahkemece davacının iş akdinin davalı tarafından haksız şekilde feshettiğinden bahsedilmiş ise de dava konusu olaylar ve vakıalara ilişkin olarak her hangi bir gerekçe yazılmamıştır. Yukarıda detaylı şekilde anlatıldığı üzere mahkeme kararları gerekçeli olmalıdır. Mahkemece bu hususa dikkat edilmeksizin gerekçeli kararın HMK 297. maddede yazılı koşulları taşımaması hatalı olup bozma nedenidir. 2-Mahkemenin kabulüne göre de, davacının iş akdinin haklı nedenle feshedilip edilmediği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Somut olayda davacının iş akdi temelde; davacının garanti kapsamında olmamasına rağmen parça değişimi yapması, bir parçayı zimmetine geçirmesi, işini düzgün yapmadığı için genel merkezden uyarı almaları ve diğer işçilerin ortasında amirine “seni tanımıyorum,üstüm değilsin” demesi vakıalarına dayalı olarak feshedilmiş ve davacı bu iddiaların hiç birisini kabul etmemiştir. Dosyada bulunan iş hukuku alanında uzman hesap bilirkişisi tarafından hazırlanan raporda bu vakıların her biri ayrı ayrı incelenmiş ve görüş bildirilmiştir. Oysa feshe dayanak yapılan vakıalar, işletmenin işleyişine ve bilişim sistemlerinin kullanılmasına ilişkin olduğundan iş hukuku alanında uzman bilirkişinin tek başına görüş bildirebileceği nitelikte değildir. Yapılacak iş bilişim uzmanı bilirkişi, davalı işyerinin işletme sistemini bilen veya bilecek durumda olan otomotiv servis işletmesi alanında uzman işletme uzmanı veya endüstri mühendisi bilirkişi ve iş hukuku alanında uzman hukukçu- hesap bilirkişisinden oluşan bilirkişi heyeti ile birlikte işyerinde keşif yapılarak davalının fesih gerekçelerinin yerinde olup olmadığı araştırılıp, çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmiş olması da doğru olmamıştır.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 27.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.