Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5261 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 13857 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İzmir 3. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 20/06/2013NUMARASI : 2012/308-2013/583Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kiracı tarafından açılan borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi üzerine, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında 25/04/2009 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. sözleşmede kiralanan konut mesken olarak kullanılmak üzere davacıya kiralanmış olup, aylık kira bedelinin ilk yıl 1200 TL, 2. Yıl 1400 TL ve 3. Yıl için 1600 TL olduğu, kira bedellerinin yıllık peşin olarak ödeneceği, geciken yıllık ödemelere aylık %15 oranında faiz uygulanacağı kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin 11. maddesinde, yapılan tadilatların evde kalacağı ve kiracı tarafından masraf talep edilmeyeceği düzenlenmiş, 8. maddesinde ise kiracının tahliye halinde 4 ay öncesinden haber vermesi gerektiği kararlaştırılmıştır. Davacı vekili dava dilekçesinde; kiralananı teslim aldığında bakımsız ve kullanılamaz halde olduğunu, banyoya masraf yaparak yenilediğini ayrıca tüm eve boya badana yaptığını, bu işler için toplam 3500 TL masraf yaptığını, ayrıca kiralananın bodrum katında davacının eşyalarının kilitli olarak bulunması nedeni ile bodrum katını kullanamadığını, bu sebeple kira bedelinin kira başlangıcından itibaren indirilmesi gerektiğini, davacı tarafından İzmir 15. İcra müdürlüğünün 2011/1518 sayılı icra dosyasında başlatılan icra takibi nedeni ile açılan itirazın kaldırılması ve tahliye davasında kiralananın tahliyesine karar verildiğini, karar kesinleşince müvekkilinin kiralananı 06/12/2011 tarihinde tahliye ettiğini, davalı kiralayanın İzmir 15. İcra Müdürlüğünün 2011/6679 sayılı dosyası ile 25/04/2011-25/04/2012 dönemi kira bedellerinin tahsili için icra takibi yaptığını, kiralanan 06/12/2011 tarihinde teslim edildiğinden takipte istenen 2011 yılı Aralık ayı ile 2012 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan ayları kira bedellerinden sorumlu olmadığını, takipte istenen faiz oranı ve faiz miktarının da fahiş olduğunu belirterek yapılan icra takibi nedeni ile 8000 TL ve ferileri ile 3408,66 TL faiz nedeni ile borçlu olmadığının tespitine ve kötü niyetli takip nedeni ile %40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının müvekkiline hiçbir ihtarda bulunmadığını, kira bedellerini ödemediğini, kiralananın 06/12/2011 tarihinde kış ortasında tahliye edildiğini, yeniden kiraya veerilmesi için çaba gösterilmesine rağmen kiralanamadığını, sözleşme ile kararlaştırılan faiz oranının talep edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığını, belirterek davanın reddine ve %40 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini savunmuştur. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, temyiz eden davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Kiracı yasal tahliye ve anahtar teslimi gerçekleşinceye dek kira parasını ödemekle yükümlüdür. Kiralanan tahliye edilmedikçe kiracının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri devam eder. Kiralananın tahliyesi ise anahtar teslimi ile olur. Kiralananın boşaltılması yahut kiracı tarafından kullanılmaması yasal teslim olmadığından, kiraya veren tarafından kabul edilmedikçe kiracıyı yükümlülüklerinden kurtarmaz. Kiracı anahtar teslim tarihine kadar ödenmemiş kira bedellerinden, erken tahliye durumunda ise anahtar teslim tarihinden itibaren taşınmazın aynı şartlarda kiraya verilebileceği makul süre kadar kira bedelinden sorumludur. Olayımıza gelince; Davalı kiralayan tarafından İzmir 15. İcra Müdürlüğünün 2011/6679 sayılı dosyasında 31/05/2011 tarihinde başlatılan icra takibinde, 25/04/2011-25/04/2012 dönemi kira alacağı olan 19200 TL alacakla birlikte 3408,66 TL faiz alacağı olmak üzere toplam 22.608,66 TL alacağın tahsili istenmiştir. Kiralananın 06/12/2011 tarihinde tahliye edildiği çekişmesiz olup davacı kiracı bu tarihe kadar olan kira alacakları ile taraflar arasındaki 25.04.2009 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesinin 8. maddesinde düzenleme ile kiralananın yeniden kiralanabilmesi için gereken makul süre olan dört ay kira parasından sorumludur. Bu sebeple mahkemece 25/04/2011 tarihi ile, tahliye tarihi olan 06/12/2011 tarihinden dört ay sonrasına karşılık gelen 06/04/2012 tarihine kadar olan kira parası hesaplanarak davacı kiracının sorumlu olduğu kira borcunun tespiti gerekirken bu hususun gözetilmemesi isabetsiz olmuştur.Öte yandan taraflar arasındaki kira sözleşmesine göre takibe konu dönemde yıllık kira bedelinin 19200 TL olduğu, ödemelerin yıllık ve peşin olarak yapılacağı ve 11.maddesinde ise geciken yıllık ödemelere aylık %15 oranında faiz uygulanacağı kararlaştırılmıştır. Alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde kira alacağı ile 3408,66 TL faiz alacağı da talep edilmesine rağmen, takip talebinde istenen faizin açıklaması yapılmamıştır. Dosya arasındaki bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaya göre davacının sözleşme hükmü uyarınca aylık %15, yıllık %180 oranı üzerinden işlemiş faiz alacağını talep ettiği anlaşılmıştır. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 88. maddesinde "Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz." Düzenlemesi öngörülmüştür. Temerrüt faizine ilişkin 120. Maddesinde ise; " Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur." Hükmü bulunmaktadır. Öte yandan 6101 Sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 2. maddesinde; “Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları, gerçekleştikleri tarihe bakılmaksızın, bütün fiil ve işlemlere uygulanır.”, keza aynı yasanın 7.maddesinde; “Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76 ncı, faize ilişkin 88 inci, temerrüt faizine ilişkin 120 nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138 inci maddesi, görülmekte olan davalarda da uygulanır. “ hükmüne yer verilmiştir. Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince davalı kiralayan tarafından yapılan icra takibinde talep edilen faiz alacağının 6098 sayılı TBK'nun 88. ve 120. maddeleri bakımından değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu yönde bir değerlendirme yapılmaksızın yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi de doğru görülmemiştir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda 2.bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 17/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.