Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9788 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19629 - Esas Yıl 2011





Esas No : 2011/19629 Karar No : 2014/9788Tebliğname No : 6 /2010-318764Hırsızlık suçundan hükümlü Selçuk Ay'ın, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 493/1, 61, 59, 81/2 (4'er kez), 71. maddeleri gereğince 46 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair, AKHİSAR Asliye Ceza Mahkemesinin 16/12/2002 tarihli ve 2002/540-834 sayılı kararın infazı sırasında 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun lehe hükümlerinin uygulanması talebi üzerine sanığın, anılan Kanun'un 142/1-b, 143/1, 145/1, 35/1, 62/1, 151/1, 62 (4'er kez), maddeleri uyarınca 2 ay 6 gün, 3 ay 10 gün, 2 ay 6 gün, 3 ay 10 gün, 2 ay 6 gün, 3 ay 10 gün, 2 ay 6 gün ve 3 ay 10 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına, 53/1-a-b-d-e maddesindeki hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına ilişkin, aynı Mahkemenin 13/06/2005 tarihli ve 2002/540-834 sayılı ek kararına karşı Adalet Bakanlığının 25.07.2008 gün ve 2008/10229/41577 sayılı kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14/08/2008 gün, KYB/2008-1649266 sayılı ihbar yazısı ve 11.10.2011 gün, 2010/318764 sayılı tebliğnamesi ile infaz dosyası 25.10.2011 tarihinde Dairemize gönderilmekle incelendi:Anılan Yazıda;(Tüm dosya kapsamına göre;1) 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7/2, 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 9/3. maddelerindeki "Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir." şeklindeki düzenleme ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27/12/2005 tarihli ve 2005/3-162-173 sayılı kararına nazaran, lehe yasanın saptanıp uygulanması, herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmasını, kanıt toplanmasını, takdir hakkının kullanılmasını gerektiriyorsa yada cezanın kişiselleştirilmesine ilişkin bir hükmün uygulanması olanağı sonraki yasa ile doğmuşsa, hükümde değişiklik yargılamasının duruşmalı yapılmasının zorunlu olduğu gözetilmeden evrak üzerinden karar verilmesinde,2) 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 145. maddesindeki "malın değerinin azlığı" kavramı ile, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 522. maddesindeki hafif ve pek hafif ölçütleriyle, her iki maddenin de cezadan indirim olanağı sağlaması dışında benzerlik bulunmadığı, "değer azlığının" 5237 sayılı Kanun'a özgü ayrı ve yeni bir kavram olduğu, bunun daha çoğunu alabilme olanağı varken, yalnızca gereksinimi kadar, değer olarak da az olan şeyi alma durumunda, olayın özelliği ve sanığın kişiliği de değerlendirilerek, yasal ve yeterli gerekçeleri de açıklanarak uygulanabileceği gözetilmeden, sanığın cezalarından 5237 sayılı Kanun'un 145. maddesi gereğince indirim yapılmasında isabet görülmemiş olduğundan bahisle 5271 sayılı CMK’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın bozulması) Dairemizden istenilmiştir.TÜ R K M İ L L E T İ A D I N A Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27.12.2005 tarih, 2005/3-162-173 ve 11.07.2006 tarih, 2006/5-182/182 sayılı kararlarında; sonraki yasa ile suçun unsurlarının veya özel hallerinin değiştirilmesi, cezanın tayin ve takdiri ile artırım ve indirim oranlarının belirlenmesi, seçimlik cezalardan birinin tercihi ve seçenek yaptırımların ya da cezanın kişiselleştirilmesini gerektiren hallerde duruşma açılarak karar verilmesi gerekir. Bu nedenle,1-5252 sayılı Yasanın 9/3. maddesi uyarınca, hükümlü yararına olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümlerinin somut olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağı gözetilerek, yağma suçu nedeniyle 5237 sayılı TCY’nın 61. maddesindeki ölçütler dikkate alınarak, temel cezanın alt sınır aşılarak belirlenmesi için bireyselleştirme amacına yönelik takdir hakkının kullanılması ve önceki yasaya göre suçların yasal öğelerinde yapılan değişikliklerin tartışılması için duruşma açılması ve tüm bunların neden ve gerekçeleri gösterilerek, hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,2- a- 5237 sayılı TCY’nın 141 ve 142. maddelerinde tanımlanan hırsızlık suçu ile 765 sayılı TCY’nın 493/1.maddesinde yer alan suçun öğelerinin farklı olduğu, eylemlerin hırsızlığın yanı sıra tüm yakınanlara karşı 116/1, 119/1-c maddelerine uyan konut dokunulmazlığını bozma suçlarını da oluşturduğu halde bu suçla ilgili bir uygulama yapılması gerektiğinin dikkate alınmaması, b-Şikayeti olmayan mağdurlar M.. Ş.. ve Refika K..’a yönelik mala zarar verme suçundan mahkumiyet hükmü kurulması, 3-5252 sayılı Yasanın 9/3. maddesi uyarınca hükümlü yararına olan hükmün önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağı gözetilerek, 5237 sayılı Yasaya göre hırsızlık, gündüzleyin konut dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme suçlarını oluşturan eylem nedeniyle verilecek temel cezanın ne şekilde saptanacağının belirlenmesi, mala zarar verme suçu bakımından 5271 sayılı Yasanın 253-254. maddelerinde düzenlenen uzlaşma hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi, 5237 sayılı TCK.nun 145. maddesindeki “malın değerinin azlığı” kavramının, 765 sayılı TCK.nun 522. maddesindeki “hafif” ve “pek hafif” ölçütleriyle, her iki maddenin de cezadan indirim olanağı sağlaması dışında benzerliği bulunmadığı, “değer azlığının” 5237 sayılı Yasaya özgü ayrı ve yeni bir kavram olduğu, bunun, daha çoğunu alabilme olanağı varken, yalnızca gereksinmesi kadar değer olarak da az olan şeyi alma durumunda, olayın özelliği ve sanığın özgülenen kastı da değerlendirilip, yasal ve yeterli gerekçeleri de açıklanarak uygulanabileceği gözetilmeden, öngördüğü koşullar gerçekleşmemesine karşın, sanık hakkında aynı Yasanın 145. maddesi uyarınca indirim yapılması, indirim oranının takdiri ile bireyselleştirmenin yapılması için duruşma açılmasının zorunlu bulunduğu gözetilmeden, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi,4-Hükümlünün eylemine uyan 765 sayılı TCY.nın 493/1, 61, 59/2, 81/2. (4 kez) maddeleri ile, 5237 sayılı TCY.nın aynı suça uyan 142/1-b, 35, 62; 116/1, 119/1-c (4 kez) ve yakınması devam eden Tolga ve Ahmet’e karşı ayrıca 151/1. maddesi gereğince mala zarar verme suçlarında 5271 sayılı CMK’nun 253-254. maddelerinin ayrı ayrı ve bir bütün olarak uygulanması sonucu, anılan Yasanın 7/2, 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddeleri ışığında, değerlendirme gerektiğinin gözetilmemesi, 5- Tüm eylemler gündüz işlendiği halde, hırsızlık suçunda uygulama koşulu bulunmayan TCK’nın 143/1.maddesi ile uygulama yapılması ve TCK’nın 143/1.maddesi ile artırım yapılırken 2 yıl 4 ay hapis cezası yerine, 2 yıl hapis cezası verilmek suretiyle eksik ceza tayini, Usul ve Yasaya aykırı olduğundan,Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın gönderme yazısı incelenen dosya içeriğine göre, yerinde görüldüğünden kabulü ile hırsızlık suçundan hükümlü hakkında Akhisar Asliye Ceza Mahkemesi’nden verilip kesinleşen, 13.06.2005 gün ve 2002/540 Esas - 2002/834 sayılı ek kararın CMK’nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, 5271 sayılıCeza Muhakemesi Yasasının 309. maddesinin 4. fıkrasının (b) bendi uyarınca Mahkemece yeniden yapılacak yargılama sonucuna göre gereken hükmün verilmesine, infaz aşamasında hükümlü yararına uygulamaların kazanılmış hak oluşturmayacağının gözetilmesine, 12.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.