MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : YağmaHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 22.09.2011 tarihli görevsizlik kararı ile Dairemize gönderilerek başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Sanığın suç arkadaşları ile birlikte yakınanın çalıştığı su dolum tesislerine gelip, silah zoruyla yakınanı lojman olarak kullandığı binaya sokarak elini kolunu bağlayıp hareket etme imkanını ortadan kaldırdıktan sonra, telefon, elektrikli testere ve jenaratörü alıp yakınanı da o şekilde bırakıp gitmesi şeklinde gerçekleşen eylemin 765 sayılı TCK’nın 499. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde yazılı yağma suçunu oluşturduğu, 5237 sayılı TCK’da ise 149/1-a-c-d maddelerinde yazılı yağma suçu ile aynı yasanın 109/2-3-a-b maddelerinde yazılı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturduğu halde, bu suçtan hüküm kurulmadan yalnızca yağma suçundan uygulama yapılıp, bu uygulama sırasında yukarıda belirtilen ağırlatıcı nedenler hükümde gösterilmeden, “5237 sayılı Yasanın 149/1.maddesi“ denilmekle yetinilip, nitelikli hal sayısıda gözönüne alındığında anılan Yasanın 61.maddesi gereği alt sınırdan uzaklaşılarak temel ceza tayini gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, karşı temyiz bulunmadığından, bozma nedeni yapılmamıştır.Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler kurulunun takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; Kasten işlemiş olduğu suçtan hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak sanığın 5237 sayılı TCK’nın 53/1.maddesinin “a, b, c, d, e” benlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasından, “5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin” uygulanmasına ilişkin bölümler çıkarılarak, yerlerine “Kasten işlemiş olduğu suçtan, hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin “a, b, c, d, e” bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına” cümlesinin eklenmesi suretiyle,eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 08.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.