Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9557 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15559 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 6 - 2013/117161MAHKEMESİ : Kütahya 1. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 02/03/2011NUMARASI : 2010/342 (E) ve 2011/168 (K)SUÇLAR : Hırsızlık, Konut dokunulmazlığını ihlal Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre, suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;1- Gündüz vakti yakınana ait konutun kapı kilit dilini düşürmek suretiyle içeri girip hırsızlık yapan sanığın konuta girmesinin, 5237 sayılı TCK'nın 116/1. madde ve fıkrasında tanımlanan konut dokunulmazlığını bozmak suçu yönünden “müstakil bir zarar” yaratmadığı; çaldığı eşyayı iade etmemesi ya da değerini tazmin etmemesi halinin hırsızlık suçundan kurulan hükümde değerlendirildiği dikkate alındığında; konut dokunulmazlığının ihlali suçundan uygulama yapılırken, “yakınanın zararının karşılanmaması nedeniyle yasal koşulları oluşmadığı” biçiminde somut olay ile örtüşmeyen ve “takdire” dayanılırken de 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesinde yer alan “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinde sanık yönünden yasanın öngördüğü objektif ve subjektif koşullar değerlendirilmeden, cezaların bireyselleştirilmesine yönelik kabul edilen ölçütlerle çelişir şekilde 5271 sayılı CMK'nın 231/5-14.madde ve fıkralarının uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi, 2-Konut dokunulmazlığının ihlali suçu için yapılan uygulamada; 5237 sayılı TCY’nın 50. maddesinin 1.fıkrasında “seçenek yaptırımlar” ana başlığı altında (a,b,c,d,e,f) bentlerinin düzenlendiği, mevcut düzenleme ile mahkemeye geniş bir alanda benzeri yaptırımları belirleme ve uygulama yetkisinin de tanındığı açık olmakla birlikte; somut olayın özelliklerine ve maddenin düzenleme amacına uygun yorum yapılarak yaptırım belirleme zorunluluğunun bulunduğu, bunun da öncelikle suçluyu ya da toplumu, kimi zaman her ikisini de korumaya yönelik bir güvenlik tedbiri niteliğini taşıması gerektiği gözetilmeden; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 17, 22, 23, 42 ve 49. maddelerinde hak olarak düzenlenmiş kendini geliştirme, haberleşme, seyahat, bilgi edinme, öğrenme ve çalışma özgürlüklerini sınırlayacak şekilde, “hükmedilen hapis cezasının, sanığın kendi ikametgahındaki internet salonlarına gitmesinin yasaklanması” biçiminde seçenek yaptırıma çevrilmesi ve hükümden sonra 05.03.2013 tarih ve 28578 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği'nin 60/2. madde ve fıkrasında yazılı “Gidilmesi yasaklanan belli yerler, sanığın suç işlemesinde, suça yönelmesinde, zararlı alışkanlıklar edinmesinde, bağımlılık yapan maddeler kullanmasında çevresel, psikolojik, sosyal, ekonomik etkisi bulunan veya sanığın yeniden suç işlemesini tetikleyecek yerleri, devam edilmesi gereken belli yerler ise; sanığın kişisel, psikolojik, sosyal gelişimi ile eğitimine katkı sağlayacak ve diğer ihtiyaçlarına uygun nitelikteki yerleri ifade eder.” düzenlemesi çerçevesinde, infazda duraksama yaratmayacak biçimde uygulama yapılması gerektiğinin gözetilmesinde zorunluluk bulunması,3-Hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçları yönünden, suç tarihinde 18 yaşını tamamlamamış olan sanık hakkında, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 35/1. maddesi uyarınca, sosyal inceleme yaptırılıp raporunun aldırılmaması ve aynı Yasa'nın 3. fıkrası uyarınca sosyal inceleme raporu aldırılmama nedeninin gerekçeli kararda gösterilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık S.. B.. savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 05.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.