Teşekkül halinde ağır soygun suçundan Letonya/Tukuma Bölge Mahkemesinin 12/03/2003 tarihli tutuklama müzekkeresine istinaden anılan ülkeye iadesi amacıyla aranan Letonya uyruklu Andris 'in 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 18. maddesi uyarınca geri verilmesi işlemlerini teminen, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 109. maddesi ve devamı maddelerine göre iade amacıyla tutuklanması veya adil kontrol altında bulundurulması talebi üzerine, iade koşulları oluşmadığından iade talebinin reddine, yurt dışına çıkışının yasaklanmasına dair, ANTALYA 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/12/2005 tarihli ve 2005/978 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 06/03/2006 gün ve 9328 sayılı kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay C.Başsavcılığının 02/05/2006 gün ve 42880 sayılı ihbar yazısı ile infaz dosyası 18/05/2006 tarihinde Dairemize gönderilmekle incelendi: Anılan Yazıda; "Dosya kapsamına göre, sanığın Türkiye'de işlemiş bulunduğu teşekkül halinde kredi kartı sahteciliği suçundan dolayı hakkında Antalya 1. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı ve bu suçtan dolayı tutuklu olarak yargılaması devam ederken iadesi ile ilgili işlemlerin başlatılmış bulunduğu, sanığın Letonya'da işlemiş bulunduğu suçun 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 18. maddesinde sayılan iadeye engel teşkil olacak suçlardan bulunmadığı ancak iade evrakının Türkçe tercümesi henüz yapılmadan mahkemesinden iade amacıyla tutuklanması veya adli kontrol altına alınması talebinde bulunulduğu, bu aşamada geri verme ile ilgili bir talebin bulunmadığı, ancak mahkemesince talebin dışına çıkılarak geri verme hususunda inceleme yapılıp, talebin reddine karar verildiği cihetle, mahkemesince eksik evrak üzerinden inceleme yapılıp talep haricinde yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiş olduğundan bahisle 5271 sayılı CMK'nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın bozulması" Dairemizden istenilmiştir. TÜ R K M İ L L E T İ A D I N A Letonya uyruklu Andris isimli şahsın Kredi kartı sahteciliği suçundan dolayı Antalya Sulh Ceza Mahkemesinin kararı ile tutuklanıp hakkında Antalya Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, adı geçen şahsın Letonya Devleti'nde işlemiş olduğu ağır soygun (yağma) suçundan dolayı yargılaması devam ederken, aynı ülke Tukuma Bölge Mahkemesinin 12.03.2003 tarihli müzekkeresi ile tutuklandığı, ilgilinin, bu tutuklama kararı uyarınca uluslararası seviyede arandığı ve iadesi amacıyla işlemler başlatıldığı, bu amaçla Ülkemizin de taraf olduğu Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesinin 16. maddesi uyarınca Mahkemesinden iade ile ilgili bir talepte bulunulmadan, iade amacıyla geçici tutuklama isteminde bulunulduğu, ancak istem dışına çıkılarak geri verme ile ilgili inceleme yapılıp iade talebinin reddine karar verildiğinin anlaşılması karşısında; Geri verme (iade), bir devletin (talep edilen devlet) ülkesinde bulunan bir bireyi, yargılanması (hüküm amaçlı geri verme) ya da cezasının infazı (infaz amaçlı geri verme) için diğer bir devlete (talep eden devlet) teslim etmesine olanak veren hukukî bir işlemdir. İç mevzuatımızda geri vermeye ilişkin kaynaklar, 1982 Anayasasının 38'inci maddesinin son fıkrası, değişik ülkelerle yapılmış ikili sözleşmeler, "Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi" (SİDAS), bu Sözleşmeye Ek 2'inci Protokol ve uyuşturucu maddeler, kara para aklama, sınıraşan örgütlü suçlar, yolsuzluk ve terörizmle mücadele bağlamında uluslararası kuruluşlar bünyesinde hazırlanan çok taraflı bazı sözleşmelerdeki geri vermeye dair hükümler ve geri vermeyi düzenleyen 5237 sayılı TCK'nun 18'inci maddesi oluşturmaktadır. Görüldüğü üzere, geri verme kurumunu, iç hukuk ve milletlerarası hukuk normları birlikte düzenlemektedir. Anayasamızın 38'inci maddesi, Uluslararası Ceza Divanı'na taraf olmanın gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere, vatandaşın suç sebebiyle geri verilemeyeceği hükmünü getirirken, TCK'nun 18'inci maddesi hangi suçların geri vermeye konu teşkil etmeyeceğine, yetkili ve görevli mahkemenin hangisi olduğuna, geçici tutuklamaya, geri vermede özellik kuralına ve geri vermeye nihaî olarak karar verecek makama ilişkin hükümler içermektedir. Somut olayda Ülkemizin talep edilen devlet olması nedeniyle, uygulamada yabancı devlet yetkili adlî makamınca ilgili ikili veya çok taraflı sözleşme kapsamında düzenlenen ve söz konusu sözleşmede öngörülen yolla (diplomatik yol veya doğrudan), merkezî makam olarak Adalet Bakanlığına iletilen iade talepnamesi ve eki evrak, Bakanlıkta sözleşmeye uygunluk denetimi yapıldıktan sonra, Türk Ceza Kanunu'nun 18'inci maddesi 4'üncü fıkrasına göre kanunî gereğinin takdiri yönünden, geri verilmesi talep edilen kişinin bulunduğu yer Cumhuriyet Başsavcılığına iletilmektedir. İlgili Sözleşmeye uygunluk denetimi sırasında saptanan eksiklikler, ek bilgi talebi şeklinde iade talep eden yabancı Devletten istenilebilir. Geri verme amacıyla geçici tutuklama ise, uluslararası düzeyde aranan kişinin yakalanmasından, iade işleminin sonuçlanmasına kadar tutuklu bulundurulduğu süreci içeren bir tedbirdir. Geri verme amacıyla tutuklamada birinci aşama; iade amacıyla yakalamadan, iade evrakının, iade talebinde bulunulan ülkenin yetkili makamına ulaştırılmasına kadar olan aşamadır. Kendisinden iade talep edilen tarafın yetkili makamları, bu talep hakkında kendi mevzuatına göre karar verecektir. Burada amaç, iade konusunda sağlıklı bir inceleme ve değerlendirme yapılabilmesi için iade evrakı alınıncaya kadar, aranan kişinin kaçmasının önlenmesidir. 5237 sayılı TCK.nun 18/6. maddesi geri verilmesi istenen kişi hakkında koruma tedbirlerine ne şekilde ve hangi kurallara göre karar verileceği konusunda, ülkemizin taraf olduğu uluslar arası sözleşmelere yollamada bulunmuştur.Bu nedenle koruma tedbirleri hakkında ülkemizin taraf olduğu "Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi" (SİDAS) hükümlerine göre karar verilecektir. Bu tedbirler anılan sözleşmenin "Muvakkat Tedbir"başlıklı 16. maddesinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Anılan maddede geçici tutuklamanın, ne şekilde ve hangi belgelerle isteneceği düzenlenmiştir. Geçici tutuklama kararı verecek olan mahkemeler gerekli koşulların varlığını araştıracak ve koşulların mevcut olması durumunda tutuklama kararı verebileceklerdir. Geçici tutuklama kararı verilip verilmemesi mahkemenin takdirindedir. Geçici tutuklama süreleri ikili sözleşmeler ve "Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi"nin (SİDAS) 16'ncı maddesinin 4 ve 5'inci fıkralarında düzenlenmiştir. SİDAS'a göre tutuklamayı takip eden 18 günlük süre zarfında talep edilen tarafa iade evrakı gönderilmezse, iadesi talep edilen şahıs serbest bırakılabilecek, 40 günün sonunda ise, kesin olarak serbest bırakılacaktır. Ancak istisnaen şahsın kaçmasına engel olacak önlemlerin alınması şartıyla, geçici salıverme her zaman mümkündür. İade talebinin ulaşmaması nedeniyle serbest bırakılan kişi, iade talebinin sonradan gelmesi halinde yeniden tutuklanabilecektir. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Mahkemeden, sözü geçen Sözleşmenin 16. maddesi uyarınca Letonya Devletinde yargılanmakta olduğu suç nedeniyle, mahkeme kararı ile tutuklu olan ilgilinin, iadesi amacıyla tutuklanması isteminde bulunulduğu halde, istem dışına çıkılarak iade ile ilgili inceleme yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbar yazısı, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görüldüğünden kabulü ile Letonya Devletinde işlediği yağma suçu nedeniyle iadesi talep edilen Andris hakkında, Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 27.12.2005 tarih ve 2005/978 D.iş sayılı kararın 5271 sayılı CMK.nun 309.maddesi gereğince BOZULMASINA, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Yasasının 309. maddesinin 4. fıkrasının (b) bendi uyarınca, Mahkemece yeniden yapılacak yargılama sonucuna göre gereken hükmün verilmesine, 12/07/2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.