Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 8966 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21739 - Esas Yıl 2011
Tebliğname No : 6 - 2010/240647MAHKEMESİ : Küçükçekmece 7. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 15/01/2010NUMARASI : 2005/270 (E) ve 2010/4 (K)Suç : HırsızlıkYerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;1-5237 sayılı TCK’nın 141 ve 142. maddelerinde tanımlanan hırsızlık suçu ile 765 sayılı TCK.nın 493/1. maddesinde yer alan suçun öğelerinin farklı olduğu, somut olayda sanık ve suç arkadaşlarının, yakınana ait minibüsün sağlam kapı camını fitilinden kesmek ve içeriden 4 koli kışlık giyim eşyası almak suretiyle hırsızlık yaptıklarının anlaşılması karşısında; eylemlerinin 5237 sayılı TCK’nun 142/1-b.maddesine uyduğu gözetildikten sonra, 5252 sayılı Yasanın 9/3 maddesi uyarınca, sanığın yararına olan hüküm önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağından, sanığın, 5237 sayılı TCK.nın 142/1-b, 143, 31/3, 62; 151/1, 31/3, 62. maddelerine karşılık 765 sayılı TCK.nın 493/1-son,522 (Pek hafif), 55/3, 59. maddelerine uyan eylemleri nedeniyle denetime olanak sağlayacak şekilde uygulanan Yasa maddeleriyle, verilmesi gereken cezalar ayrı ayrı tespit edilip, sonuç cezalar karşılaştırılarak lehe olan yasa belirlenip uygulama yapılması gerekirken, yazılı şekilde eksik ve denetime olanak vermeyecek biçimde hüküm kurulması,2-Sanığın suç tarihi itibariyle 15-18 yaş grubunda olduğu gözetilerek hükmolunan kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın 5237 sayılı TCK’nın 50/3. maddesi uyarınca, aynı Yasanın 50/2. maddesi de nazara alınarak anılan Yasa maddesinin birinci fıkrasında belirtilen tedbirlerden birine çevrilmesi gerektiğinin düşülmemesi, 3-5271 sayılı CMK’nun 326/2. maddesine göre iştirak halinde suç işleyen sanıkların neden oldukları yargılama giderlerinden ayrı ayrı sorumlu tutulmaları yerine müteselsilen tahsile karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık K.. K.. savunmanının temyiz itirazları ve tebliğnamedeki düşünce bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca hükmolunan cezanın süresi ve miktarı bakımından kazanılmış hakkın korunmasına, 05.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.