MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; Yargıtay 13.Ceza Dairesinin 15.11.2011 tarihli görevsizlik kararı ile Daireye gönderilerek, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Sanık ... hakkında erteleme hükümleri değerlendirilirken, tekrar suç işlemeyeceği yönünde olumlu kanaat gelmediğinden bahisle uygulanmamasına karar verildiği, aynı gerekçenin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nun 231/6-b. maddesi uyarınca da aranan şartlardan olduğunun anlaşılması karşısında; sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümlerin uygulama olanağı bulunmadığı anlaşılmakla tebliğnamedeki bozma düşüncesi benimsenmemiş; sanık ...'nın adli sicil kaydında yer alan tekerrüre esas alınabilecek mahkumiyetleri içinde en ağırı olan ... Ağır Ceza Mahkemesi'nin 30.12.2002 gün ve 2000/277-2002/235 sayılı kararına konu olan yağma suçundan hükmedilen 15 yıl 4 ay ağır hapis cezasına ilişkin hükümlülüğünün tekerrüre esas alınması gerektiğinin gözetilmemesi karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Kasten işlemiş oldukları suçtan, hapis cezasıyla mahkumiyetlerinin yasal sonucu olarak sanıkların, 5237 sayılı TCY’nın 53/1.maddesinin “a,b,c,d,e” bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum oldukları hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmalarına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 2-Mahkemece 5271 sayılı Yasa’nın 150/3. maddesi uyarınca, sanıkların savunmasını yapmak üzere zorunlu savunmanın görevlendirilmesi nedeniyle, savunmana ödenen avukatlık ücretinin sanıklara yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı olduğundan,Bozmayı gerektirmiş sanıklar ... ve ... savunmanları ile sanık ...'nın temyiz itirazları ve kısmen tebliğnamedeki düşünce bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirme- diğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından 5237 sayılı TCY’nın 53/1.maddesinin uygulanmasına ilişkin bölüm çıkarılarak yerine "Kasten işlemiş oldukları suçtan, hapis cezasıyla mahkumiyetlerinin yasal sonucu olarak sanıkların, 5237 sayılı TCY’nın 53/1. maddesinin “a,b,c,d,e” bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum oldukları hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmalarına" tümcesinin eklenmesi, yargılama giderlerine ilişkin bölümden "zorunlu savunman ücreti"nin çıkarılması suretiyle, eleştiri dışında, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.