Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8191 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 23814 - Esas Yıl 2011





Tebliğname No : 6 - 2009/134605MAHKEMESİ : Aksaray 2. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 05/02/2009NUMARASI : 2008/1102 (E) ve 2009/54 (K)SUÇLAR : Hırsızlık, Konut dokunulmazlığını bozmakYerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Yakınana ait evin kapı kilidini zorlayarak açıp içeri girmek suretiyle atılı suçu işleyen sanık hakkında, zamanaşımı içerisinde mala zarar verme eylemi ile ilgili yerinde işlem yapılması olanaklı görülmüş; hırsızlık suçundan tekerrüre esas hükümlülüğü bulunduğu halde sanık hakkında 5237 sayılı Yasanın 58. maddesi ile uygulama yapılmaması karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış,Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak; 5237 sayılı Yasanın 61.maddesiyle cezanın belirlenmesinde, izlenmesi gereken yöntem açık ve denetime imkan tanıyacak bir biçimde ortaya konulmuştur. Buna göre somut olayda ilgili suç tanımında belirtilen cezanın alt ve üst sınırı arasında ceza tayin edilirken cezanın belirlenmesine ilişkin madde hükmündeki ölçütler dikkate alınacaktır. Bu düzenleme ile soyut gerekçelerle cezanın alt ve üst sınırdan belirlenmesi şeklindeki yanlış uygulamanın önüne geçilmek istenmiştir. Bu açıklamalar ışığında bir suçtan dolayı TCK’nun 61. maddesi gereğince temel ceza belirlenirken söz konusu maddenin birinci fıkrasında yedi bent halinde sayılan hususlar göz önünde bulundurulacak ve somut gerekçeler de belirtilmek suretiyle kanundaki cezanın alt ve üst sınırı arasında takdir hakkı kullanılacaktır. Ayrıca temel ceza belirlenirken aynı Yasanın 3. maddesinin birinci fıkrasındaki "Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığı ile orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur." şeklindeki hüküm de gözetilmek zorundadır.Hakimin temel cezayı belirlerken değindiği gerekçesi suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçları, işlendiği zaman ve yer, suçun konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, failin kast veya taksirine dayalı kusurunun ağırlığı, failin güttüğü amaç ve saik ile dosyaya yansıyan bilgi ve belgelerin isabetle değerlendirildiğini gösterir biçimde yerinde ve yeterli olmalıdır. Ceza hukukunun temel ilkelerinden olan cezanın şahsileştirilmesi kuralının da amacı ceza ve sanık arasında uygun dengeyi sağlamaktır. İki sınır arasında cezayı belirleme hakime ait ise de bu yetkinin kullanılmasında adalet ve nesafet kurallarına bağlı kalınması bu bağlamda suçun işleniş şekli, önemi, sebepleri, kanun ve nizamlara muhalefet derecesi, kastın yoğunluğu, sanığın sosyal durumu, geçmişi, topluma kazandırılması hususlarının göz önünde tutulmasının yanında bu konudaki gerekçenin dosya ile uyumlu olması zorunludur. Somut olayda;Gündüz vakti yakınana ait eve hırsızlık amacıyla giren, yakınanın oğlunun eve dönmesi üzerine hırsızlık eylemini tamamalayamadan yakalanan, konut dokunulmazlığını bozma suçu ise tamamlanan ve suçunu ikrar eden sanığın üzerine atılı suçtan işlenen fiilin ağırlığıyla nisbetli bir ceza tayini gerektiği dikkate alınmadan, temel cezanın en üst hadden belirlenip teşebbüs aşamasında kalan hırsızlık suçunda alt hadden indirim oranının uygulanması suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanık K.. G.. savunmanının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı oalrak BOZULMASINA, 16.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.