MAHKEMESİ :Çocuk MahkemesiSUÇ : HırsızlıkHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Yakınanın 03.01.2007 tarihli kolluk anlatımında sanığı teşhis etmesi ve 14.02.2008 günlü oturumda ise, kolluk ifadesinin doğru olduğunu beyan etmesi dikkate alındığında, “Sanığın baştan beri atılı suçu kabul etmemesi, mağdurun kovuşturma aşamasındaki beyanı ve 03/01/2008 tarihli tutanağın Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanununun "Adli görev ve yetkiler" başlıklı ek 6. maddesindeki usul ve esaslara uyulmadan düzenlendiğinin anlaşılması karşısında, başkaca da delil bulunmamasına karşın 03/01/2008 tarihli tutanağa dayanılarak mahkumiyet hükmü tesisi,” şeklindeki 1; karar oturumunun kapalı yapıldığı ve kapalı oturumda kararın açıklandığının anlaşılması karşısında, “Hüküm tarihinde sanığın 18 yaşını tamamlamadığı gözetilerek, oturum tutanağı başlığında gizli duruşmaya başlandığı belirtildiği halde, CMK’nın 185. maddesine aykırı olarak kararın açıkça okunması” biçimindeki 2; sanık ve savunmanının süre istemediklerinin anlaşılması karşında, “Tutuklu bulunan sanığa, CMK’nın 176/1. madde ve fıkrası uyarınca iddianame tebliğ edilerek, aynı maddenin 3. fıkrasında öngörülen hususlar yerine getirilerek, buna ilişkin tutanak dosyaya konulmadan ve iddianame tebliğ edilmemesi nedeniyle, ilk defa sorgusu sırasında okunan iddianame ile sorgu arasında en az bir hafta süre bulunması gerektiği yönündeki CMK’nın 176/4. maddesine uyulmadığı gibi, aynı Yasanın 190/2. madde ve fıkrası gereğince iddianamenin okunmasından önce duruşmaya ara verilmesini isteyebileceği hususu da kendisine hatırlatılmadan yargılamaya devamla savunma hakkının kısıtlanması,” yönündeki 3; Mahkemece 5271 sayılı Yasa'nın 150/2-3. maddesi uyarınca, sanığın savunmasını yapmak üzere zorunlu savunmanın görevlendirilmesi nedeniyle, savunmana ödenen avukatlık ücretinin, sanığa, yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilemeyeceğine ilişkin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6/3-c maddesindeki düzenleme dikkate alındığında mahkemece avukatlık ücretinin sanığa yüklenilmemesinde yasaya aykırılık bulunmadığından, bu yöndeki 4-c numaralı tebliğnamedeki bozma düşünceleri benimsenmemiş,Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 11/1. maddesi gereğince, aynı Yasanın 5. maddesinde öngörülen koruyucu ve destekleyici tedbirlerin suça sürüklenen ve ceza sorumluluğu olmayan çocuklar bakımından uygulanabileceği gözetilmeden, somut olayda ceza sorumluluğu olan ve mahkumiyet kararı kurulan sanık hakkında anılan Yasanın 5/1-a ve b maddesinde yazılı tedbirlere hükmedilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından Çocuk Koruma Kanununun 5/1-a ve b maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılması suretiyle, diğer yönleri, usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.