Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7868 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 717 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 6 - 2009/133647MAHKEMESİ : Isparta 1. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 29/01/2009NUMARASI : 2008/315 (E) ve 2009/38 (K)Suç : HırsızlıkYerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;1- 5271 sayılı CMK’nın 231/6. fikrasında; hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilebilmesi için sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması ve suçun işlenmesiyle mağdurun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi, aynı maddenin 9. fıkrasında, altıncı fıkranın (c) bendinde belirtilen koşulu derhal yerine getiremediği takdirde; sanık hakkında mağdura veya kamuya verdiği zararı denetim süresince aylık taksitler halinde ödemek suretiyle tamamen gidermesi koşuluyla da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceğinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. Somut olaya gelince; adli sicil kaydına göre sabıkasız olan ve cezaları ertelenen sanıkların, yakınana ait işyerinden bilezik çaldıkları ve çalınan bileziğin polisler tarafından yakınana teslim edildiğinin anlaşılması karşısında; meydana gelen somut bir zararın olmadığı gözetilmeden, sanıklar hakkında yeterli olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,2- Sanıkların TCK’nın 53. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1. fıkrasında öngörülen hakları kullanmaktan yoksun kılınmasına, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca da kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, söz konusu yasaklamanın koşullu salıverilen sanıklar hakkında uygulanmamasına karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde uygulama yapılması, 3- Suçu birlikte işleyen sanıklardan neden oldukları yargılama giderlerinin “ayrı ayrı” yerine, “eşit” olarak alınmasına hükmedilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 326/2.maddesine aykırı davranılması, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar H.. Y.. ve A.. Y.. savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 21.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.