MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇLAR : Hırsızlık, Konut dokunulmazlığını ihlal, Mala zarar vermeHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:I- Sanık hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükmün incelenmesinde,Sanık hakkında Mahkemece verilen 17.11.2006 tarih ve 2006/127 Esas -2006/461 sayılı karara yönelik sanık savunmanının temyizi üzerine Dairemizin 26.11.2008 tarih ve 2007/12623-2008/22761 sayılı kararıyla “mala zarar verme” suçuna ilişkin neticeten verilen cezanın türü ve miktarı itibariyle hükmün temyizi olanaklı bulunmadığından reddine karar verilen kesinleştiğinden, ikinci kez verilen 25.03.2009 tarihli “mala zarar verme” suçuna ilişkin hüküm yok hükmünde olduğundan, sanık savunmanının mala zarar verme suçundan kurulan hükmüne yönelik konusu bulunmayan temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE, II- Sanık hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hükmün incelenmesinde,Sanık hakkında Mahkemece verilen 17.11.2006 tarih ve 2006/127 Esas -2006/461 sayılı karara yönelik sanık savunmanının temyizi üzerine Dairemizin 26.11.2008 tarih ve 2007/12623-2008/22761 sayılı kararıyla “hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozma” suçlarına ilişkin olarak yapılan hükmün temyiz incelemesi neticesinde; “suçların geceden sayılan zaman dilimi içerisinde işlendiğine ilişkin kanıtların neler olduğu karar yerinde açıklanıp gösterilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması…" şeklindeki bir gerekçeye de dayanılarak bozulmasıyla uyulan bozma sonrası mahkemenin “…Olayın meydana geldiği zaman dilimi hususunda dosyada kesin delil bulunmamakla birlikte katılanın aşamalı beyanları ve özellikle bozmadan sonra alınan ifadesinde, “olay günü, kendilerinin suça konu evden ayrılıp, yaylaya gittikleri vaktin akşam üzeri olduğunu, olay, gündüz meydana gelseydi etraftan mutlaka gören olacağını” belirtmesi, incelenen keşif zaptı ve bilirkişi raporu ile krokisinin de bu kanıyı doğrulaması karşısında, eylemin gece sayılan zaman dilimi içerisinde gerçekleştiği yönünde mahkemede tam bir kanaat oluştuğu” belirtilmiş ise de; katılanın kolluktaki “…19/08/2005, saat 17:00 sıralarında evinin kapılarını kilitleyip yaylaya gittiğini, 22/08/2005 tarihinde, saat 11:00 sıralarında yayladan döndüğünde evinde hırsızlık olduğunu anladığını” mahkemede de bozma öncesi “olayın gece vakti, tahminine göre de saat 24:00 sıralarında olduğunu”, bozma sonrasında “olay günü, yayla sezonu olması nedeniyle akşam üzeri bir vakitte yaylaya gittiklerini, ertesi gün sabah olaydan haberlerinin olduğunu, kendileri evden ayrılırken vaktin akşam üzeri olduğu için olayın geceleyin meydana geldiğini bildiğini" dile getirmiş, sanık da tüm aşamalarda üzerine atılı suçlamayı kabul etmediği için suçun işlendiği zaman dilimine ilişkin bir beyanı da olmaması, ayrıca bu konuda başkaca da bir delil bulunmadığı anlaşılmakla; suçun işlendiği saatin hatta günün dahi kesin olarak tespit edilemediğinden, mahkemece bu konuda gösterilen hem katılanın ihtimal ve tahminlerine dayalı beyanına itibar edilip, hem de “olayın meydana geldiği zaman dilimi konusunda dosyada kesin delil bulunmadığının” belirtilmesi suretiyle suçun gece vakti işlendiğine dair yeterli ve yerinde olmayan, aynı zamanda çelişen gerekçeleri karşısında; suçların geceleyin işlendiğinin kesin olarak tespit edilemediğinden, şüphe uyandıran bulguların varlığının, sanığın aleyhine değerlendirilemeyeceği ve “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi de gözetilerek suçların gündüz vakti işlendiği kabul edilerek yapılan incelemede;Sanığın eylemlerine uyan ve 5237 sayılı TCK'nın 142/1-b, 116/1. maddelerinde öngörülen nitelikli hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozma suçlarının gerektirdiği cezalar için anılan Yasa'nın 66/1-e maddesinde 8 yıllık süre belirlenmesi, aynı maddenin 2. fıkrasına göre 15-18 yaş grubunda bulunan sanık için bu sürenin üçte ikisinin geçmesiyle kamu davasının düşeceğinin öngörülmesi ve 67/4. maddesi de dikkate alındığında 7 yıl 12 aylık sürenin suç tarihi olan 22.08.2005 tarihinden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunduğunun gözetilmesi zorunluluğu,Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 18.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.