Tebliğname No : 6 - 2006/301212MAHKEMESİ : Ankara 7. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 03/10/2006NUMARASI : 2006/349 (E) ve 2006/303 (K)Suç : YağmaYerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 27.09.2011 tarihli görevsizlik kararı ile Dairemize gönderilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak; Yağma suçlarında eylemin sabit olup olmadığı hususu çoğu zaman mağdurun anlatımlarından hareket edilerek ulaşılan kanıtlarla belirlenebilmektedir. Bu nedenle mağdurun anlatımlarının elde edilen diğer kanıtlarla da değerlendirilerek doğruluğunun her türlü şüpheden uzak şekilde ispatı gerekir. Ceza Yargılaması Yasası adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaçlamaktadır. Bu nedenle, adaletin tam gerçekleşmesi için olaya ışık tutabilecek nitelikteki tüm yasal kanıt ve belgelerin tartışılıp gereğinde araştırılıp belirlenmesi gerekir.Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelirsek,Sanığın olayın olduğu yerin yan tarafındaki Mert ticaret isimli işyerinde çalıştığı, olay gecesi arkadaşları ile birlikte işyerinin önüne geldikleri ancak anahtarları olmadığı için giremedikleri, işyerinin önünde takılıp alkol aldıkları, yakınanın tanıklar Levent ve Bülent’in işlettiği markete alkol almaya girdiği, çıkarken anahtarı almak amacıyla kontörlü telefondan patronunu aramak için aynımarkete giren sanık ile karşılaştığı, aynı muhitte oturan yakınanın işyeri önünde gürültü yapılıp alkol alınması sebebi ile sanık ile tartıştığı,sanığın da küfürlü cevap vermesi üzerine tartışmanın kavgaya dönüştüğü ve yakınanın bıçak ile yaralandığı olayda, yakınan olay gecesi alkollü olduğunu kabul ederek alışveriş yaptığı tanıkların işyerinden çıktığını, sanığın arkadaşı Tufan ve 2-3 kişinin daha dükkan önünde gürültü yapıp sağı solu rahatsız ettiğini görmesi üzerine "ayıp değil mi yaptığınız" diye uyardığını, bu esnada sanığın “sen gelsene bir dakika” deyip işyerinin yan tarafındaki boş arsaya çağırdığını, yanına gittiğinde telefonunu ve parasını isteyip olumsuz cevap vermesi üzerine de sanığın bıçak ile saldırdığını ancak kendisinin bağırması üzerine de sanığın korkup kaçtığını söylediği anlaşılmış ise de; bu beyanların kavgayı ve tarafların birbirlerine bağırmalarını görüp müdahale eden, marketi işleten tanıklar Bülent ve L.. Ç.. tarafından doğrulanmadığı gibi yakınanı boşluğa çağıran sanığın alkollü olduğunu anladığı yakınana karşı elinde bıçak olması ve çevrede de arkadaşları bulunması gibi eylemi tamamlamak için tüm fiziki şartlar lehineyken ve üstelik yakınanı yaralayıp zayıf durumada düşürmüşken eylemine devam etmeyip, yakınanın bağırmasından korkup kaçmasının olağan durumuda aykırı olduğu ve sanığın olayın ağız dalaşı üzerinde kendisinin bıçağı çıkartıp sallamasından ibaret olduğu para veya başka bir şey istemediği yönündeki ısrarlı savunmaları karşısında; sanığın kastının yakınana etkili eylemde bulunmak olup, yakınandan mal edinmek kastı hareket ettiğine ilişkin kesin, inandırıcı delillerin nelerden ibaret olduğu karar yerinde gösterilip tartışılmadan yakınanın iddiasına hangi nedenlerle üstünlük tanındığı da açıklanmadan yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde suçun vasıflandırması,Bozmayı gerektirmiş, sanık M.. H.. savumanının temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle istem gibi BOZULMASINA, 17/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.