Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7430 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 28558 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Yağma, dolandırıcılıkHÜKÜM : Kısmen Mahkumiyet, Kısmen Beraat Yerel Mahkemece verilen hüküm sanık ... savunmanı tarafından duruşmalı olarak da temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Sanık ... müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin, hükmedilen ceza miktarına göre ve sanıklar ... ile ... hakkında, katılan ... vekilinin, sanıkların adı geçen katılana karşı suç işledikleri ve cezalandırılmaları gerektiğine yönelik temyiz isteminin ise, sanıklar hakkında adı geçen katılana yönelik açılmış kamu davası bulunmadığı gibi temyize tabi bir hükümde olmadığı anlaşıldığından, istemlerinin 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK.nun 317 ve 318. maddeleri uyarınca ayrı ayrı REDDİNE, I-Sanıklardan ... ve ... hakkındaki mahkumiyetler ile sanık ... hakkında, mağdurlar ... ve ...'ye yönelik eylemleri nedeniyle kurulan hükümler yönünden yapılan incelemede;Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, kararın dayandığı gerekçeye ve Hakimler kurulunun takdirine göre, sanıklar ..., ... ve ... savunmanlarının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün istem gibi ONANMASINA, II-Sanık ... müdafiinin, katılan ...’a yönelik eylem nedeniyle kurulan hükme yönelik temyizi ile mağdur ....’a yönelik eylem nedeniyle kurulan hükümler yönünden, sanıklar ... ve ... hakkında, katılan ... vekilinin yaptığı temyiz isteminin incelenmesinde ise;1-Yüklenen yağma suçunun gerektirdiği cezanın alt sınırı bakımından, 5271 sayılı CMK’nun 150/3. maddesi uyarınca, sanığın savunmanı hazır bulundurulmadan sorgusunun yapılamayacağı ve aynı yasanın 196/2 maddesi, alt sınırı 5 yıldan fazla hapis cezasını gerektirin suçlarda, istinabe yoluyla sanığın savunmasının alınamayacağı emredici kuralını taşımaktadır.Somut olayda; sanık ... hakkında, düzenlenen iddianame ile TCK’nun 149/1-b ve 158/1-f maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle ... 16. Ağır Ceza Mahkemesi nezdinde kamu davası açılmıştır. Açılan dava nedeniyle yapılan yargılama sırasında, sanık ...’nın savunması, ... 2 Ağır Ceza Mahkemesince, 25.02.2013 tarihinde müdafisi olmaksızın istinabe yoluyla alınmıştır. Yapılan açık yargılama neticesinde, adı geçen sanık hakkında, yağma suçu yönünden beraat kararı verilmiş ve katılan vekili tarafından beraat hükmü aleyhine temyiz isteminde bulunulduğu anlaşılmıştır. Sanığın, temyize konu yağma suçunu gerçekleştirip gerçekleştirmediğinin saptanabilmesi için yapılacak temyiz incelemesinde, işin esasına girilebilmesi için, her şeyden önce CMK’nda açıkca düzenlenmiş emredici usul hükümlerine uyulup uyulmadığı denetlenmelidir. Bu bağlamda, nitelikli yağma suçunun alt sınırı 5 yıldan fazla hapis cezasını gerektirmesi nedeniyle, sanık ...’in, yargılamayı yapan mahkeme önünde ve zorunlu savunmanı hazır bulunduğu bir halde, sorgusunun yapılması zorunludur. Aksi davranış, emredici usul kurallarına aykırılık oluşturacak ve savunma hakkının kısıtlanması neticesini doğuracaktır ve bu durum kabul edilemez. Yüklenen yağma suçun gerektirdiği cezanın alt ve üst sınırları bakımından sanık ...’in, istinabe yoluyla savunmasının alındığı gibi savunma sırasında, hükmün tefhim edildiği oturum ve tüm yargılama aşamasında, savunmanı bulundurulmaksızın karar verilmek suretiyle 5271 sayılı CMK.nun 150/3, 151/1, 188/1, 196/2, 289/3-e maddelerine aykırı davranılması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, 2- Sanık ... hakkında düzenlenen iddianame ile, katılan ...’ya yönelik eylemi nedeniyle, TCK’nun 149/1-b maddesi uyarınca yağma suçunu işlediği ve cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonunda adı geçen sanık hakkında, katılan ...’ya yönelik eylemi nedeniyle yağma suçu yönünden beraat, nitelikli dolandırıcılık suçundan ise mahkumiyet kararı verildiğinin anlaşılması karşısında, sanığın davaya konu tek eyleminin ikiye bölünerek, hem beraat kararı hem de yazılı şekilde hükümlülük kararı verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, katılan ... vekili ile sanık ... savunmanının temyiz itirazları ve tebliğnamedeki düşünce bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenemeyen hükümlerin açıklanan nedenle BOZULMASINA, 16.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.