MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : YağmaHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Sanık savunmanının yağma suçundan verilen mahkumiyet; katılan idare vekilinin ise vekalet ücreti istemi ile sınırlı yapılan temyiz itirazlarının incelemesinde; 5237 sayılı TCK.nın 150. maddesinin 2. fikrasındaki “malın değerinin azlığı” kavramının, 765 sayılı TCK.nın 522. maddesindeki "hafif" veya "pek hafif" ölçütleriyle her iki maddenin de cezadan indirim olanağı sağlaması dışında benzerliği bulunmadığı, "değerin azlığının" 5237 sayılı Yasaya özgü ayrı ve yeni bir kavram olduğu, Yasa koyucunun amacı ile suçun işleniş biçimi, olayın özelliği ve sanığın özgülenen kastı ve mağdur üzerinde yansımaları gözetilmek suretiyle, değer olarak da gerçekten az olan şeylerin alınması durumunda, yasal ve yeterli gerekçeleri de açıklanarak uygulanabileceği gözetilmeden, somut olayda koşulları bulunmadığı halde, 150/2. maddesinin düzenleniş amacının dışında yorumlar getirilerek cezadan indirim yapılması, karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hâkimler Kurulunun takdirine göre, suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve Yasaya aykırılık bulunmadığından, eleştiri dışında diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Sanık hakkında TCK'nın 53. maddesindeki 1. ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının 1. cümlesinin uygulanmasına karar verilmiş ise de; 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK'nın 53/1-b maddesinde yazılı, "seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin iptal edilmiş olması, 2-Mahkemece 5271 sayılı Yasa’nın 150. maddesi uyarınca, sanığın savunmasını yapmak üzere zorunlu savunman görevlendirilmesi nedeniyle savunmana ödenen avukatlık ücretinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı biçimde, sanığa yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi, 3-Davayı vekil ile takip eden katılan lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemiş olması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanı ve katılan ... vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından TCK'nın 53. maddenin uygulanmasına ilişkin bölüm çıkartılarak yerine, "Sanığın, kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak, TCK'nın 53/1. maddesinin uygulanması yönünden, (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına; aynı Kanunun 53/2. maddesinin uygulanması açısından, 53/1.maddesinin (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme ve diğer siyasi hakları ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, (c) bendinde yazılı kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar kullanamamasına" cümlesinin yazılması, katılan kendisini vekil ile temsil ettiğinden, karar tarihi itibariyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1.maddesi uyarınca 2640 TL maktu vekalet ücretinin sanıktan alınarak katılana ödenmesine cümlesinin eklenmesi, hüküm fıkrasından sanık müdafine ödenen avukatlık ücreti çıkarıldıktan sonra geriye kalan yargılama giderinin sanıktan alınması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 14.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.