Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7297 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 532 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 6 - 2009/146867MAHKEMESİ : Turgutlu 2. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 31/12/2008NUMARASI : 2007/367 (E) ve 2008/484 (K)SUÇLAR : Hırsızlık, Konut dokunulmazlığını bozmaYerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre, suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;1-)5271 sayılı CMK'nın 231/6. fıkrasında; hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilebilmesi için sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması, yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaat gelmiş olması, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları itibarıyla bir cezaya hükmedilmesine gerek görülmemesi ve suçun işlenmesiyle mağdurun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşullarının arandığı; bu bağlamda yasa normunun objektif ve subjektif kriterleri ile uygulama yapılması gerektiği anlaşılmaktadır.Somut olaya gelince; Adli sicil kaydına göre suç tarihinde sabıkasız olan sanığın, konut dokunulmazlığını ihlal ve kalkışma aşamasında kalan hırsızlık suçları yönünden müstakil maddi bir zararın bulunmadığı ve hakkında “Sabıkasının bulunmaması, suçu işledikten sonraki yargılama sürecindeki gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği hususunda oluşan kanaat” nedenleriyle 5237 sayılı TCK'nın 51. maddesi ile uygulama yapılmasına karar verilmesine karşın, 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesindeki diğer hususlar dikkate alınarak; yasa normunun objektif ve subjektif kriterleri ile uygulama yapılması gerekirken, sanığın eylemi yönünden zararının ne olduğu duraksamaya yer bırakmayacak şekilde açıklanmadan, 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesindeki diğer hususlar dikkate alınmadan sadece yakınanın zararının karşılanmamasına dayanılarak yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, 2-) Kabule göre; uzlaşma kurumu uyuşmazlığın yargı dışı yolla fakat adli makamlar denetiminde çözümlenmesini amaçlayan bir yöntemdir. İlk kez 5237 sayılı TCK'nın 73/8 ve 5271 sayılı Kanunun 253, 255. maddelerinde yerini bulmuş, kanundaki düzenlemenin yeterli olmaması ve uygulamanın sınırlı olması nedeniyle 5560 sayılı Kanun ile 73/9. maddesi yürürlükten kaldırılmak suretiyle uzlaşma kurumu tümüyle Ceza Muhakemesi Kurumu haline getirilmiştir. CMK'nın 253-254. maddelerinde değişiklikle alanı genişletilirken yöntemi ile de taraflara uzlaşma teklifi soruşturma aşamasında kural olarak Cumhuriyet Savcısı tarafından veya Cumhuriyet Savcısının talimatı üzerine adli kolluk görevlisince, kovuşturma aşamasında ise hakim tarafından, kişiye uzlaşmanın mahiyeti ve uzlaşmanın kabul veya reddedilmesinin hukuki sonuçları anlatılarak yapılması olanaklı kılınmıştır. Hal böyle olunca;İncelenen dosyada, sanığın üzerine atılı konut dokunulmazlığını ihlal suçu yönünden 5560 sayılı Yasa ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253-254. maddelerinde öngörülen yol ve yöntemle uzlaşma koşullarının takdiri gerektiği düşünülmeden, uzlaşmanın sağlanamadığının kabulü ile yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık H.. Ç.. savunmanının temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle kısmen istem gibi BOZULMASINA, 15.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.