Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 698 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 23704 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Yağma Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: I-Sanık hakkında 21.02.2008 günlü eylemi ile ilgili olarak kurulan hükmün incelenmesinde; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; Mahkemece 5271 sayılı Yasa’nın 150/3. maddesi uyarınca, yaşı küçük olan sanığa savunmasını yapmak üzere zorunlu savunmanın görevlendirilmesi nedeniyle, savunmana ödenen avukatlık ücretinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı olarak, sanığa yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından yargılama gideri ile ilgili kısımdan “Zorunlu Müdafi ücreti 580 TL” ifadesinin çıkarılıp “toplam (635) YTL yargılama gideri" ifadesi yerine de "toplam (55) TL yargılama gideri" yazılmak sureti ile diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA , II-Sanık hakkında 28.02.2008 günlü eylemi ile ilgili olarak kurulan hükmün incelenmesinde; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak, 1-Sanığın, yanında suç arkadaşı ... ile birlikte yakınanın çalıştığı işyerine geldiği, para isteyip olumsuz cevap almasına rağmen ısrara devam ettikleri, yakınanın 25 TL'si olduğunu söylemesi üzerine “Niye yalan söyledin şimdi hem parayı hem de 100 kontör verceksin yoksa döveriz sonun kötü olur eve gidemezsin” dedikleri, yakınanın da zaman kazanmak için kontörün biraz sonra geleceğini söylediği, sanığın “Yarım saat sonra geleceğiz hazır et" diyerek; herhangi bir şey almadan ayrıldığı, bu sırada işyerine tanık ... geldiği uzman çavuş olan tanığın yakınanın tedirgin görünümden şüphelenip ne olduğunu sorduğunda olayı öğrendiği ve bir süre sonra tekrar gelip, yakınana kafa kesme işareti yaparak isteklerini tekrar eden sanığa müdahale ettiği ve yakalanmasını sağladığının anlaşılması karşısında eylemin kalkışma aşamasında kaldığı gözetilmeden yazılı şekilde suçun tamamlanmış halinden hüküm kurulması, 2-Kabule göre de; Sanığın yakınanın hangi zararını ne şekilde giderdiği karar yerinde tartışılıp açıklanmadan sanık hakkında 5237 sayılı Yasanın 168.maddesinin uygulanması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi gereğince ceza süresi bakımından kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 22.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.