Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 688 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16176 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, mala zarar vermeHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: I-Sanıklar hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde; Sanık ...'ın diğer sanık ... ile birlikte hırsızlık suçunu işlemek için olay yerine geldiği, el ve işbirliği ile hareket ederek eyleme gözcülük yapmak suretiyle doğrudan katıldığı anlaşılıp kabul edildiğine göre, sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK’nın 37/1. maddesi ile uygulama yapılması gerekirken, 39/2-c maddesi ile hüküm kurulması, adli sicil kayıtlarına göre, sanık ...'ın, ..... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2003/860 Esas ve 2004/33 Karar; sanık ...'in, ..... Asliye Mahkemesi'nin 2003/862 Esas ve 2004/34 Karar sayılı ilamları ile tekerrüre esas hükümlülükleri bulunmasına karşın, sanıklar haklarında 5237 sayılı Yasanın 58/6-7. maddesi ile uygulama yapılmaması, karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 5237 sayılı TCK.nın 53. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1. fıkrasında öngörülen hakları kullanmaktan yoksun kılınmalarına, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca da kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, söz konusu yasaklamanın koşullu salıverilen sanıklar hakkında uygulanmamasına, karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... savunmanının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından 53. maddenin uygulanmasına ilişkin bölüm çıkarılarak yerine “53/1.maddesinde belirtilen ve 53/3. maddesindeki kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan sanıkların mahkum oldukları hapis cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar; 53/3.maddesi gözetilerek 53/1-c maddesi uyarınca kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmalarına” cümlesinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, II-Sanıklar hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde; 5560 sayılı Yasanın 6. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 142. maddesine eklenen 4. fıkradaki düzenlemeden önce ve suç tarihi itibariyle aynı Yasanın 151/1. maddesinde tanımlanan mala zarar verme suçu için soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesinin şikayete bağlı olduğu ve yakınanın 30.01.2008 günlü oturumda şikayetçi olmadığını belirtmiş olması karşısında; sanıklardan şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmedikleri sorularak, sonucuna göre 5237 sayılı TCK’nın 73/4-6 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8.maddeleri gereğince karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... savunmanının temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğname aykırı olarak BOZULMASINA, 20.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.