MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : HırsızlıkHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19/06/2013 tarihli kenar yazısı ile Dairemize gönderilerek, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:I-Hükümlü ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;Hükümlü ... hakkında kurulan ... Asliye Ceza Mahkemesinin 24.11.2004 gün ve 2004/482 esas, 2004/1064 karar sayılı önceki hükmünün temyiz edilmeksizin kesinleştiğinin anlaşılması karşısında;Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18.09.2007 tarih ve 2007/125-186 sayılı kararında açıklandığı gibi, adı geçen hükümlü hakkındaki temyiz edilmeden kesinleşen ilk hüküm, ancak suç tarihinden sonra yürürlüğe giren yasalar yönünden uyarlama yargısının konusu olabilir ve genel yargı ile uyarlama yargısı birlikte yürütülemez. Hükümlü hakkındaki kararın kesinleşmesinden sonra, aynı dosyada sanık olan ... ve ...'a ilişkin ilk hükmün, anılan sanıklar tarafından temyiz edilmesi ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, 5320 sayılı Kanunun 8/2. maddesinin verdiği yetki çerçevesinde iadesi üzerine, hakkında hüküm kesinleşmiş olan ...’in tekrar yargılanma sürecine dahil edilerek, 2. hükmün kurulduğu anlaşılmaktadır. Kurulan bu ikinci hüküm, hukukî değerden yoksun ve yok hükmünde olduğundan, hukuken varlık kazanmayan bir kararın temyiz davasına konu edilmesi de mümkün değildir. Bu nedenlerle; ... hakkında yeniden kurulan 2. Hükme yönelik, konusu bulunmayan temyiz itirazının 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi yollaması ile CMUK’nun 317. maddesi uyarınca, isteme aykırı olarak REDDİNE;II-Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre, suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelemede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak; 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddesi uyarınca, sanıklar yararına olan hüküm önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağından, dosya içeriğine göre sanıkların eylemine uyan 765 sayılı TCK’nın 493/1-son, 522 (pek fahiş) maddelerine göre, 5237 sayılı TCK’nın aynı suça uyan 142/1-b, 143, 53 116/1-4, 119/1-c, 62/1, 151, 53. maddeleriyle değerlendirme ve uygulama yapılarak mala zarar vermek suçu bakımından 5271 sayılı CMUK’nun 253 ve 254. maddeleri uyarınca uzlaşma girişiminde bulunulduktan sonra her iki yasanın ayrı ayrı ve bir bütün olarak uygulanması suretiyle lehe yasanın saptanması gerekirken denetime olanak vermeyecek şekilde yazılı biçimde uygulama yapılması, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... savunmanlarının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 09.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.