Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6355 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17941 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Mala zarar verme, Hırsızlık, Konut dokunulmazlığını bozma, Suç eşyasının kabul edilmesiHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:I-Sanıklar Şıhlı oğlu ... ve Müslüm oğlu ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükümlerin incelemesinde; Hükmolunan cezaların tür ve miktarı bakımından, 5219 sayılı Yasa ile değişik 1412 sayılı CMUK’nun 305/1. maddesi gereğince hükmün temyizi olanaklı bulunmayıp kesin nitelikte olduğundan, sanıklar Şıhlı oğlu ... ve Müslüm oğlu ... savunmanının temyiz isteğinin 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE, II-Sanıklar Şıhlı oğlu ... ve Müslüm oğlu ... hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozma suçlarından kurulan hükümlerin incelemesine gelince; Sanıklar hakkında erteleme hükümleri değerlendirilirken, tekrar suç işlemeyecekleri yönünde olumlu kanaat gelmediğinden bahisle uygulanmamasına karar verildiği, aynı gerekçenin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nun 231/6-b maddesi uyarınca da aranan şartlardan olduğunun anlaşılması karşısında; sanıklar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümlerin uygulama olanağı bulunmadığı anlaşılmakla yapılan incelemede; Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, uyulan bozmaya, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre, suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; Kasten işlemiş oldukları suçlardan, hapis cezasıyla mahkumiyetlerinin yasal sonucu olarak sanıkların, 5237 sayılı TCY’nin 53/1.maddesinin “a, b, c, d, e” bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum oldukları hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmalarına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş sanıklar Şıhlı oğlu ... ve Müslüm oğlu ... savunmanının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi aracılığıyla CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından 5237 sayılı TCY’nin 53/1. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölüm çıkarılarak yerine "Kasten işlemiş oldukları suçlardan, hapis cezasıyla mahkumiyetlerinin yasal sonucu olarak sanıkların, 5237 sayılı TCY’nin 53/1.maddesinin “a, b, c, d, e” bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum oldukları hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmalarına," tümcesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, III-Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelemesine gelince; Sanığın eylemine uyan 765 sayılı TCY'nin 512/1, 102/4, 104/2. maddelerine göre, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCY'nin aynı suça uyan 165/1, 66/1-e, 67/4. maddelerinin ayrı ayrı ve bir bütün olarak uygulanması sonucu, anılan Yasa'nın 7/2, 5252 sayılı Yasa'nın 9/3. maddeleri ışığında, zamanaşımı bakımından 765 sayılı Yasa hükümlerinin sanık yararına olması ve suçun işlendiği 23.08.2002 tarihinden inceleme tarihine kadar aynı Yasa'nın 102/4, 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık sürenin geçmiş bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle isteme uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 07.04.2014 günü oybirliğiyle karar verildi.