Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5862 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 22400 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇLAR : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını bozmaHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:I-Sanık hakkında işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;Sanığa yüklenen 5237 Sayılı TCK’nın 116/2-4, 31/3. maddesine uyan geceleyin iş yeri dokunulmazlığını bozma suçunun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre, mahkumiyet hükmünün kurulduğu 24.11.2008 tarihi ile inceleme tarihi arasında aynı Yasanın 66/1-e, 66/2 (2. cümle) maddesinde öngörülen 5 yıl 4 aylık sürenin geçmiş bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,II-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre, suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;1-08.06.2008 olan suç tarihinin iddianame ve gerekçeli karar başlığında yanlış yazılması,2-Olay günü geceleyin yakınanın iş yerine giren sanığın 15 YTL para, 1 adet... marka cep telefonu, iki adet anahtar, 1 adet siyah el fenerini alıp henüz iş yerinden ayrılmadan olay yerine gelen yakınan tarafından yakalandığının anlaşılması karşısında; sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK.nın 35/2. maddesi uyarınca kalkışma aşamasında kaldığı halde, cezasında indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi; 3-Sanığın, mağdurdan çaldığı eşyaları, yakalanınca mağdura geri verdiğinin anlaşılması karşısında, somut olayda sanığın etkin pişmanlık iradesi ile hareket etmediği ve suça konu cep telefonunun üst araması sonucunda ele geçirilmesi halinde, aleyhine kanıt oluşturacağını düşünerek iade ettiğinin kabulü gerekirken, “etkin pişmanlık” müessesesine yanlış anlam verilerek cezasından uygulama yeri olmayan 5237 sayılı TCK'nın 168/1. maddesi ile indirim yapılması, 4-T.C. Anayasa’sının 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesi ışığında, 5271 sayılı CMK'nın 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Yasanın 13. maddesine dayanılarak hazırlanan, Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince, sanık için baro tarafından görevlendirilen zorunlu savunmanının ücretinin sanıktan alınmasına hükmedilemeyeceği, bu ücretlerin Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla ayrılan ödenekten karşılanacağı gözetilmeden, yazılı şekilde zorunlu savunman ücretinin sanıktan alınmasına hükmedilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 02.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.