MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozmakHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Sanıklar haklarında erteleme hükümleri değerlendirilirken, “... sabıkalı oluşları ve suç işlemeye eğilimli kişilikleri dikkate alınarak cezalarının ertelenmesine yer olmadığına” karar verildiği, aynı gerekçenin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK'nın 231/6-b maddesi uyarınca da aranan subjektif şartlardan olduğu nazara alındığında ve sanıkların adli sicil kayıtlarına göre silinme koşulları oluşmamış kasıtlı suçlardan hükümlülükleri bulunduğu, belirtilen nendenlerle sanıklar hakkında; hükümden önce 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562.maddesi ve 25.07.2010 tarih ve 27652 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6008 sayılı Kanunun 7.maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 231/5-14. maddesinin uygulama olanağı olmadığı anlaşılmakla yapılan incelemede:Oluş ve dosya kapsamına göre; sanıklar ..., ... ve ...’ın, önceden fikir ve eylem birliği içinde, gündüzleyin, sanık ...’un, yakınan ...’ın, ... Kasabası,... Köyü'ndeki, etrafı istinat duvarı ile çevrili ve bahçe kapısı bulunan evinin avlusunda etrafı gözetlediği esnada, diğer sanıklardan ...’in garaj kapısını, ...’ün de, evin giriş kapısını açmaya çalıştıkları sırada tanıklar ..., ... ve ... tarafından yakalanmaları suretiyle hırsızlık suçuna kalkıştıkları şeklinde gerçekleşen somut olayda; Tüm sanıklar yönünden, konut dokunulmazlığını bozma suçunun birden fazla kişi tarafından birlikte işlendiğinin anlaşılıp, kabul edilmesi karşısında; sanıklar hakkında 5237 sayılı TCY'nin 119/1-c maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi ile sanık ... hakkında, uygulama yeri bulunmayan 5237 sayılı TCK'nın 39. maddesi uyarınca indirim yapılması, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğinin kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;1-) Sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki velayet haklarından, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun, kendi altsoyları açısından koşullu salıverme tarihine; kendi altsoyu dışındaki kişiler yönünden ise, cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar süreceğinin gözetilmemesi,2-) Suçu birlikte işleyen sanıkların neden oldukları yargılama giderlerinden ayrı ayrı sorumlu tutulmaları yerine 5271 sayılı CMK'nın 326/2. maddesine aykırı biçimde "müteselsilen tahsiline" biçiminde karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ... ve ... savunmanının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “53. maddenin uygulanmasına” ve “sanıklardan müteselsilen tahsiline” ilişkin bölümler çıkartılarak, yerlerine “sanıkların, TCY’nin 53. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hapis cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1. fıkrasında öngörülen hakları kullanmaktan yoksun kılınmalarına, 3. fıkrası uyarınca da kendi altsoyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, söz konusu yasaklamanın koşullu salıverilen sanıklar hakkında uygulanmamasına” ile “sanıklardan neden oldukları yargılama giderinin ayrı ayrı alınmasına” cümlelerinin eklenmesi suretiyle, eleştiriler dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.