Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5458 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3450 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Çocuk Ağır Ceza MahkemesiSuç : YağmaHÜKÜM : MahkumiyetYerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 11.05.2015 günlü görevsizlik kararı ile Dairemize gönderilmekle başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;17.05.2012 günü meydana gelen olayla ilgili aynı gün yakınanın alınan kolluk beyanında; yolda yürüdüğü esnada bir elin omuzuna değdiğini, tanıdıktır diye tepki göstermeyerek dönüp baktığı sırada, sanıkla birlikte olan arkadaşının sol bileğindeki bilekliğini kopartarak götürdüğünü, sanığın da arkadaşı ile birlikte kaçmaya başladıklarını, bağırması üzerine çevredeki vatandaşların sanığı yakaladığını, sanığın arkadaşının ise koşarak uzaklaştığını beyan ettiği,Yakınanın olaydan bir gün sonra sanığı teşhis ettiği esnada, sanığın kendisine yönelik herhangi bir fiziki müdahalede bulunmadığını belirterek buna dair canlı teşhis tutanağını imzaladığı,Yakınanın 15.11.2012 tarihinde ....1. Çocuk Mahkemesi tarafından alınan beyanında; sanığın kendisini arkadan ittiğini, sendeleyip dengesini sağlamaya çalıştığı sırada diğer şahsın bilekliğini kopardığını birlikte kaçtıklarını, kendisini iten sanık .....'ın vatandaşlar tarafından yakalandığını, daha sonra sanık ...'un abisi olduğunu söyleyen kişinin evine kadar gelip parayı yada bilekliği getireceğiz şikayetçi olma dediği, ama getirmediğini beyan etmesi üzerine eylemin yağma suçunu oluşturma ihtimaline binaen verilen görevsizlik kararı ile yargılama dosyasının Çocuk Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği, yakınanın 19.02.2013 tarihinde alınan beyanında; benzer beyanlarda bulunduğunun, Eylemin meydana geldiği yerde bulunan ancak olaya birebir tanıklık etmeyen ...'ın kolluk tarafından alınan beyanında, yaşanan kargaşa sonrası yakınana ne olduğunu sorduğunda, kolunda bulunan bilekliğinin çalındığını kendisine aktardığını belirttiği, Anılan tanığın dinlenmesi için tensiple davetiye çıkarılma kararı verildiği, işlem akıbeti araştırılmadan 19.02.2013 günlü oturumda “Tanık....'in beyanının esasa etkin olmadığından” dinlenilmesinden vazgeçildiği,Sanığın da savunmalarında suçlamayı kabul etmediği,Yakınanın aşamalarda sonraki olayın oluş şekliyle ilgili değişerek gelişen anlatımlarda bulunması ve savunma dikkate alındığında, ortada çözümlenmesi gereken sorun sanığın suç teşkil eden haksız fiilinin olup olmadığı, varsa bunun hukuki nitelendirilmesinin yapılması noktasında toplanmaktadır.Hal böyle olunca;Olay yerine yakın bir noktada bulunup mağdurun sanığın suç teşkil eden eylemi ile anlatımını doğrudan duyarak, bilgiye sahip olan ...'ın mahkeme huzurunda tanık sıfatıyla yeminli beyanı alınıp, uygulamaya göre ise tamamı sözlü anlatımlardan oluşan delillerin bir biri ile çelişmesi halinde de hangi tarafın ne aşamadaki hangi gerekçeyle üstünlük tanındığı da açıklanarak vicdani kanı ilkelerine uygun gerekçelendirilebilir ve temyiz mahkemesinin denetlenmesi mümkün bir sonucu karar yerinde göstermesi gerektiği de düşürülmeden eksik soruşturma ile yetinilip, yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanık savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 23.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.