Tebliğname No : 6 - 2012/243530MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 8. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 06/06/2012NUMARASI : 2011/298 (E) ve 2012/172 (K)SUÇ : Yağma, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak, kamu görevlisine hakaret, görevi yaptırmamak için direnme, iftira, yaralama Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:I- Sanık E.. A.. hakkında uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçundan verilen hükme yönelik temyiz tirazlarının incelenmesinde;Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 20.03.2012 tarih ve 2011/785-2012/101 sayılı kararında açıklandığı üzere; “kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma” suçundan dolayı, TCK'nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararın, sözü edilen fıkraya 6217 sayılı Kanunla eklenen cümlenin yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihinden önce ya da sonra verilip verilmediğine bakılmaksızın, temyiz değil itiraz kanun yoluna tabi olması nedeniyle, itirazla ilgili gerekli kararın yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi için, dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE,II- Sanık H.. E.. hakkında kamu görevlisine hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından, sanık E.. A.. hakkında iftira suçlarından verilen hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tart??şılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; Sanıkların, hapis cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar TCK'nın 53/1-a-b-c-d-e maddesinde yazılı hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına; ancak, TCK'nın 53/3. maddesi uyarınca koşullu salıverildiği takdirde, kendi altsoyları üzerinde TCK'nın 53/1-c bendinde sayılan hakları kullanmaktan yoksunluğunun sona erdirilmesine karar verilmiş ise de; 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK'nın 53/1-b maddesinde yazılı, "seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin iptal edilmiş olması,Bozmayı gerektirmiş, sanıklar H.. E.. ve E.. A.. savunmanlarının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkralarından TCK'nın 53. maddenin uygulanmasına ilişkin bölümler çıkarılarak yerine, "Sanıkların, kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak, TCK'nın 53/1. maddesinin uygulanması yönünden, (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına; aynı Kanunun 53/2. maddesinin uygulanması açısından, 53/1.maddesinin (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme ve diğer siyasi hakları ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, (c) bendinde yazılı kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini mahkum oldukları hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar kullanamamalarına" cümlesinin yazılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,III- Sanık H.. E.. hakkında yaralama; sanık E.. A.. hakkında kamu görevlisine hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Oluş ve dosya içeriğine göre, sanıklar H.. E.. ve E.. A..'nun, yakınan M.. S..'ın kullandığı plakalı ticari taksiye bindikleri, bir süre gittikten sonra sanık E.. A..'nun yaptığı telefon görüşmelerinden gasp edileceği şüphesine kapılan yakınanın gasp butonuna bastığı ve otobüs durağında durduğu, taksinin ön kısmında oturan H.. E..'ın kendisine vurmaya başlayıp, "ver ulan paraları, şerefsiz" dediği, yakınanın aracı hareket ettirmesi ile birlikte aracın arka koltuğunda oturan sanık E.. A..'nun araçtan düştüğü, yakınanın tekrar aracı durdurup inmek istediği sırada sanık Hüseyin'in kontak anahtarını alıp yakınana vurduğu, yakınanın araçtan kendisini dışarı atıp kaçtığı, daha sonra sanık Hüseyin'in aracı çalıştırıp götürmeye çalışırken sırada başka bir araca çarpması sonucu taksiyi terk ettiği, bir süre sonra yakınanın olay yerinden geçen polis ekibini durdurup olayı anlattığı, sanıkları gören polislerin tanık A.. M..'ı da araca alarak takibe başladıkları, sanık Hüseyin'in polise direndiği, etkisiz hale getirilmesinden sonra polis memurlarına küfürler edip "ben kürdüm, aşiret çocuğuyum, sizin hepinizi yarın kaldıracağız" şeklinde sözlerle tehdit ve hakaret ettiği, sanık Ecevit'in ise polislere karşı sözlü ya da fiili bir eyleminin olmadığı olayda; 1- Sanık H.. E..'ın yakınana “ver ulan paraları” dediği, aracının anahtarını alarak yakınana vurduğu, aracı alarak bir süre gittikten sonra kaza yaptığı ve aracı bırakıp kaçmaya başladığının anlaşılması karşısında; sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 149/1-h maddesinde öngörülen yağma suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suçun vasfında ve delillerin takdirinde yanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması,2-Sanık E.. A..'nun yakalanmasından sonra polislere yönelik her hangi bir eyleminin olmadığı, yakınanlar N.. T.. ve R.. Ç..'in soruşturma aşamasındaki beyanlarında sanığın kendilerine karşı sözlü ya da fiili bir eyleminin olmadığını söyledikleri, tanıklar A.. M.. ve S.. Y...'ın da sanığın polislere direnmediğini, hakaret etmediklerini beyan ettikleri, tanık M.. G..'nin, sanıkların ekip otosunda ve polis merkezinde polislere küfür ettikleri, taşkınlık çıkardıkları yönündeki anlatımları dikkate alındığında, tanıkların beyanları arasındaki açık aykırılıklar giderildikten sonra sanık Ecevit'in suç teşkil eden eylem ve/veya eylemlerinin takdiri gerektiği düşünülmeden, eksik inceleme ile yetinilip, hangi delille desteklenen tanık beyanına da üstünlük tanındığı da denetime olanak verecek şekilde karar yerinde açıklanmadan, yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması3-24.11.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK'nın 53. maddesinde değişiklik yapıldığından, bunun yeniden takdiri lüzumu, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar H.. E.. ve E.. A.. savunmanları ile o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 10.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.