MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu Çocuk Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 20/09/2011NUMARASI : 2011/227 (E) ve 2011/313 (K)SUÇ : YağmaTEBLİĞNAMEDEKİ DÜŞÜNCE : Onama Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Mahkemece CMK 231. maddeye göre bir karar verildiğinde, karar kendine göre iki niteliğe sahiptir. Bunlardan bir tanesi ön hüküm, diğeri de onun açıklanma şartlarına uyulmadığında açıklanabileceğini ifade eden engelleyici hükümdür. Sanık hakkında mağdura yönelik eylemi nedeniyle yapılan yargılama sonucu Kartal Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin 10.09.2009 tarih 2008/87 Esas ve 2009/55 Karar sayılı ilamı ile nitelikli yağma suçundan 5237 sayılı Yasanın 149/1-a-d, 150, 168/3, 31/3, 62. maddeleri gereğince 1 yıl 11 ay 10 gün hapis cezası ve suçta kullanılan adli emanetteki sustalı bıçağın müsaderesine ilişkin kararın, sanığın sabıkasız oluşu, geçmişteki hali, suç işleme hususundaki eğilimi dikkate alınarak hakkında CMK’nın 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu kararın kesinleştiği, ancak sanığın denetim süresi içerisinde yeni bir kasıtlı suç işlediği Kartal 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 10.03.2011 tarih, 2010/648 Esas ve 2011/122 Karar sayılı ilamı ve ihbari yazıları ile anlaşılması üzerine, mahkemece tensiple sanığa yeni bir zorunlu savunman tayin edildiği ve sanığa duruşma günü bildirildiği halde duruşmaya gelmediği, ancak sanığın kendisine tayin edilen savunmandan bilgilendirilmediği, bu savunmanın huzurunda yapılan yargılama sonucu ise, önceki kararda olduğu gibi uygulama yapılıp neticeten 1 yıl 11 ay 10 gün hapis cezasına hükmedildiği, ancak bıçakla ilgili müsadere kararı verilmediği, yargılama giderine ilişkin bölümde ise, ön hükümdeki miktarın gözetilmeden ele alındığı anlaşılmaktadır. Sanığın kendisine atanan savunmandan haberi olmadığı, 13.11.2011 havale tarihli dilekçe ile duruşmadan bir süre önce annesinin ameliyat olduğunu, kendisindenbaşka bakacak kimse olmaması nedeniyle annesine refakat ettiğini, bu nedenle duruşmaya katılamadığını ve ifadesinin alınamadığını, bunun bir eksiklik olup, kararı eski hale getirme talepli olarak temyiz ettiğine ilişkin dilekçe verdiği dikkate alındığında; sanığın, öğrenme ile temyiz süresinin başladığı kabul edilerek, mahkemece suçta kullanılan bıçak ile ilgili her zaman müsadere kararı verilebileceği olanaklı görülmüş, 5237 sayılı TCY'nin 61. maddesine aykırı olarak, aynı Yasanın 168/3. maddesinin 31/3. maddesinden önce uygulanması, sonuç cezaya etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;Sanık hakkında yürütülen yargılama boyunca yapılan giderler içerisinde zorunlu savunman ücreti olarak 450 TL'ye hükmedildiği, ancak 20.09.2011 tarihli kararın yargılama giderleri bölümünde bu hususun noksan bırakıldığı, bu durumun ise farklı tahsillere neden olacağı dikkate alındığında; sanığın savunmasını yapmak üzere zorunlu savunman görevlendirilmesi nedeniyle savunmana ödenen avukatlık ücretinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı biçimde yaşı küçük sanığa yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık D.. A..'un temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla CMUK'nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “450 TL müdafi ücreti” alınmasına ilişkin bölüm çıkartılarak, yargılama gideri bölümüne “475,85 TL yargılama giderinin sanıktan tahsiline” ibaresinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.