Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 45553 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 25692 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 6 - 2012/43047MAHKEMESİ : İstanbul 1. Çocuk Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 24/11/2011NUMARASI : 2008/283 (E) ve 2011/367 (K)SUÇ : Yağma Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak; 1- Mağdurlar B.. O.. ve T.. A..'nın 16.12.2007 tarihli kolluktaki beyanlarında; olayın 20-25 gün önce gerçekleştirildiğini ifade etmeleri karşısında; sanık hakkında TCK'nın 31/2. maddesi kapsamında alınması gereken yağma suçunun anlam ve sonuçlarını kavrayacak derecede fiili algılama ve bu fille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin gelişmiş olduğuna dair raporun, suç tarihine göre alınması gerekirken, sanığın yakalandığı tarihe göre alınması, 2- Mağdur B.. O..'un 16/12/2007 günlü kolluk ifadesinde özetle; Tunca'yla Okmeydanından Şişli'ye doğru giderken ...caddesi üzerinde ....otobüs durağında bekledikleri sırada, Duraktaki iki şahısla üst geçidin üzerinde duran şahıslardan birinin sigara sorduğunu ''yok'' dediklerini, bu sırada üst geçitteki iki şahsın yanlarına geldiğini ve birinin saati sorduğunu kendisinin telefonuna bakarak söylediğini, şahsın geri dönüp gittiğini konuştuklarını arkadaşı Tunca'nın mesaj çektiği sırada saati soran şahsın Tunca'ya doğru gidip bıçağı bacağına dayadığını telefonu aldığını sonra kendisine yöneldiğini ve telefonu istediğini, verdiğini, sonrasında durağın arkasına doğru itelediklerini bu sırada yanlarına tanıdıkları Serhat diye birinin geldiğini görünce şahısların kaçtıklarını; 20-25 gün sonra yani ifade günü kolluk tarafından aynı yurtta kaldığı ve aynı şekilde gaspa uğrayan bir arkadaşlarının aranarak şahısların yakalandığını söylemesi üzerine kendisinin de teşhis için karakola gitmek istediğini teşhise katıldığını, bu kişilerden birinin M.. C.. isimli şahsın sigara isteyen şahıs olduğunu söylediği,22.01.2010 günlü mahkemedeki beyanında ise, bu beyan ek olarak olay sırasında 3-4 kişinin olduğunu, içlerinden birinin kendisine ve arkadaşı Tunca'ya bıçak dayayarak cep telefonunu zorla aldığını ve sigara isteyen kişinin sanık olduğunu söylediği,Mağdur T.. A..'nın 16/12/2007 günlü kolluk ifadesinde özetle; arkadaşı Bora ile birlikte Okmeydanı .. otobüs durağında beklerken yanlarına yaklaşan duraktaki şahıslardan birinin "sigaran var mı" diye sorduğunu "yok" dediklerini bu sırada üst geçitteki iki şahsın yanlarına geldiğini ve birinin saati sorduğunu, bundan sonra yaklaşık 10-15 dakika otobüs beklediklerini, bu bekleme sırasında üst geçitten inen şahıslardan saati soranın yanına gelerek bacağına bıçak dayadığını ve telefonunu istediğini hiç bir şey demeden telefonunu verdiğini, teşhis ettiği şahsın isminin M.. C.. olduğunu öğrendiğini ifade ettiği, 22.01.2010 günlü mahkemedeki beyanında ise: kolluktaki beyanını kabul etmekle birlikte buna ek olarak teşhis ettiği sanığın sigara istediğini, bıçağı olan sanıklarında bıçağı dayayıp, sigara ve cep telefonu istediği, bu sırada yurt müdürünün olayı fark edince, "ne yapıyorsunuz" demesi üzerine şahısların olay yerinden ayrılması şeklinde gelişen eylemde; Hakkında ayırma kararı verilen sanıklar F..Ş.. ve R..A..'ın Müşteki tarafından teşhis edilememesi nedeniyle, İstanbul 4.Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/155-349 karar sayılı kararı ile beraat ettikleri anlaşılmıştır. Olayı gördükleri anlaşılan yurt müdürü ve Serhat isimli şahısların açık kimliği tespit edilip, tanık olarak yeminli beyanları alındıktan sonra, sanığın hukuki durumunun ve TCK'nın 149/1.maddesinin (c) bendinin koşulları olup, olmadığının tespiti gerekirken, eksik kovuşturma ile yazılı şekilde karar verilmesi, 3-Mahkemece 5271 sayılı Yasa’nın 150. maddesi uyarınca, sanığın savunmasını yapmak üzere zorunlu savunmanın görevlendirilmesi nedeniyle, savunmana ödenen avukatlık ücretinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı biçimde, sanığa yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık M.. C.. ve savunmanının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 23.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.