Tebliğname No : 6 - 2012/99728MAHKEMESİ : Bakırköy 3. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 26/10/2011NUMARASI : 2011/71 (E) ve 2011/284 (K)SUÇ : Yağma Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;1-Zilyedin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla olduğu yerden alınması hırsızlık suçunu oluşturur. Hırsızlık suçunun basit hali TCK 141.maddesinde, hırsızlık suçunun nitelikli halleri ise aynı Kanunun 142.maddesinde, fıkralar ve bentler halinde sınırlı olarak sayılıp gösterilmiştir.Suçun niteliklerinden ''elde veya üstte taşınan eşyayı, çekilip almak suretiyle ya da özel beceriyle'' olanı da, aynı Kanunun 142.maddesinin 2.bendinde yerini bulmuştur. Yağma suçu, hırsızlığın zor kullanılmak suretiyle gerçekleştirilme halidir.Yağma, başkasının zilyetliğindeki taşınabilir bir malı, zilyedin rızası olmaksızın faydalanmak amacıyla cebir veya tehdit kullanmak suretiyle alınmasıdır.Cebir veya tehdit, ''yaşam hakkı, vücut dokunulmazlığı, cinsel dokunulmazlık ve malvarlığı hakkı'' şeklindeki hukuki değerlere yönelik olmalıdır.Cebir veya tehdit unsuru her zaman açık veya net olmayabilir. Bu gibi durumlarda zor ögesinin, yağma boyutuna ulaşıp, ulaşmadığı olay bazında incelenir. Yağma icrai kuvvetle işlenebilen bir suç tipidir. Kullanılan cebir ve tehditin kişinin malı teslim etmeye veya alınmasına ses çıkarmamaya elverişli olmalıdır. Cebir-şiddet, mağduru, men ederek ve zorlayarak, failin istediği davranışa sokacak fiillerdir.Tehdit ise; muhatabın üzerindeki zorlama etkisini halihazırda bedensel tesir eden zorlama ile değil gelecekte belirtilen manevi bir zorlama, korkutmayla gösterir. Bu nedenle tehdit, zilyedin şahsının veya malının büyük bir tehlikeye düşürülebileceğinin bildirilmesi ve/veya bu tür algılanabilecek objektif olarak ciddi bir görünüm uyandırması ve tehdit edilenin de bunu ciddiye alması gerekir. Yağma suçunda tehdit, şahıs veya malvarlığına ilişkin ve kişiyi büyük bir tehlikeye düşürecek ağırlıkta bulunmasıdır. Hafif bir tehdit yağma suçunun oluşması için yeterli değildir. Toplumda yaşayan kişilerin içinde bulundukları psikolojik koşullar yaşamlarının her alanında oransız endişe duymalarına neden olmaktadır. Çevresel bazı faktörler insanı modellemekte suç korkusu bundan nasibini almaktadır. Toplumdaki şiddet eylemlerinin genel güvensizlik duygusunu etkilediği de bir gerçektir. Ceza adalet sisteminde amacın; suç korkusunun ekonomik ve sosyal maliyetini azaltma, suçluyu cezalandırma, suçlu olan kişideki insani yapıyı da kazanmak olduğu gözden uzak tutulmamalıdır.Anılan açıklamalar ışığında somut olayımıza gelince; olay günü yakınanın, arkadaşı ile birlikte Simit Sarayı isimli kafede oturduğu sırada orada bulunan sanığın, katılanın cep telefonunu beğenerek kendisine hediye etmesini istediği, yakınanın bu teklifi kabul etmemesi üzerine bu kez bakmak amacıyla istediği, bunun üzerine yakınanın telefonunu sanığa verdiği, bu arada telefona mesaj gelmesi üzerine sanığın telefonu tekrar yakınana iade ettiği, yakınanın gelen mesaja baktığı esnada da sanığın yine cep telefonunu kendisine vermesi konusunda yakınana ısrarda bulunduğu, yakınanın da veremeyeceğini tekrar söylemesi üzerine sanığın yakınana, ''telefonunu hattından çıkar'' dediği, yakınanın sanığa ''neden çıkartayım'' diyerek karşılık verdiği, akabinde sanığın bulunduğu yerden kalkarak yakınanın bulunduğu masaya yönelip ''çıkar lan hattını'' diye ses ve söylemini güçlendirip yakınanın elindeki cep telefonunu rızası dışında hızlıca çekip aldığı, telefonda takılı bulunan hattını çıkartarak yakınanın oturduğu masaya doğru fırlatıp, cep telefonunu cebine koyarak kafeden ayrıldığı olayda, yakınanın cep telefonunun alınması sırasında olayın başında ve sonraki aşamalardaki sanığın söylem ve hareketleri ile mevcut ortamın fiziki koşulları ile bir bütün halinde değerlendirildiğinde, mevcut eylemin yağma suçunda aranan tehditteki nicelik ve cebir, şiddet ve/veya şiddet boyutuna vardığının kabulünün olanaklı olmadığı dikkate alınmadan, sanık hakkında Türk Ceza Kanunu'nun 142/2-b maddesi yerine, işlenen suçun hukuki vasfında yanılgı ile yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde uygulama yapılması,2-) Kabule göre de; Yağma suçunun, yakınanın elinde bulunan cep telefonunu işyerinde zorla çekip almak suretiyle işlendiği kabul edildiğine göre, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 149/1-d maddesine uyduğu gözetilmeden, anılan Yasanın 148/1.maddesi ile yazılı biçimde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanık savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 05.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.