Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 43353 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 26729 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Yağma Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;1- Mağdurun kollukta, “Olay günü saat 16.30 sıralarında tanık arkadaşları ile birlikte dolaşırken daha önce de kendisine yumruk atıp para isteyen sanığın yanına gelerek kendisini çağırdığını, yanına gidip ne olduğunu sorduğu sırada tanıklar ... ve ...un da yanına geldiğini, elinde bulunan cep telefonunu cebine koyarken zorla çekip aldığını, 'Pazartesi gününe kadar müzik dinleyeceğini' söylediğini, telefonu geri istediğinde '50.00.-TL verdiği takdirde telefonu geri vereceğini' belirttiğini, mağdurun cebinden 15.-TL çıkarıp sanığa verdiği, sanığın da cep telefonunu geri verdiğini, ancak mağdur ve arkadaşları biraz uzaklaştıktan sonra sanığın tekrar arkalarından gelip 15.-TL yi geri verip 'bana telefon lazım' diyerek elini telefonunu koyduğu sağ cebine uzattığını, elleriyle almasına engel olmak istediğini, elini tutmaya çalıştığını, fakat zorla elini cebine sokarak cep telefonunu istemediği halde cep telefonunu aldığını" beyan ettiği, 18.01.2011 tarihli oturumda sanıktan şikayetçi olmadığını bildiren mağdur ifadesinde, “Tarihi tam hatırlamıyorum, bir ay kadar önce kaya başı mevkinde geziyordum, sanık Halil'i gördüm, beni yanına çağırdı, telefonumu istedi, bu şahıs sürekli bali kullanır, yine bali çekmişti, cebinde bali vardı ve o sırada bali çekiyordu, telefonumu ne yapacağını sordum, birini arayacağını söyledi, ben telefonumu verdim, bunun üzerine sen git dedi, ben polisi aramak için uzaklaşırken beni tekrar yanına çağırdı, gittim, bana 'Elli milyon ver telefonunu geri vereyim' dedi, cebimde 15.-TL vardı, korktuğum için verdim, uzaklaşırken durdu ve yeniden beni çağırdı, 'Ben o kadar düşmedim, al paranı.' dedi, paramı geri verip cebimdeki telefonu çekip aldı, daha sonra ben polisi aradım, kısa süre sonra polis geldi, sanık polisi görünce kaçtı, daha sonra arkadaşım aracılığı ile telefonumu eve göndermişti” dediği; mahkeme heyetinin sorusu üzerine, “Telefonu ilk isteyişinde bana karşı herhangi bir cebir ve şiddette bulunmadı, ben görüştükten sonra iade eder düşüncesi ile verdim, ancak bir görüşme yapmadı, telefonumu geri isteyince vermeyeceğini söyledi, ben ısrar edince benden uzaklaştı, paramı alıp telefonu iade ettikten sonra bu düşüncesinden vazgeçip beni yeniden çağırdığında ben telefonu vermek istemeyince beni itekleyip telefonu cebimden çekti, hattımı çıkartıp yere attı, yine o sırada yanımdaki arkadaşıma 'canımı alın, telefonu vermem' şeklinde beyanda bulundu, bunun dışında cebir ve tehdit olmadığını belirttiği,Tanık ... ve ... kolluktaki beyanlarında, “Sanığın mağdurun elinden zorla cep telefonunu çekerek 'müzik dinleyeceğim' diyerek aldığını, mağdurun telefonu geri istediğini, sanığın '50.-TL karşılığında telefonu geri verebileceğini' belirttiğini, mağdurun da 15.-TL uzatarak verdiğini, sanığın da telefonu geri verdiğini, sanığın yanından biraz uzaklaştıktan sonra mağdurun verdiği 15.-TL' yi vererek 'bana telefon lazım' diyerek, mağdurun cebine elini uzattığını, mağdur engel olduğu halde telefonu cebinden aldığını” söyledikleri; 18.01.2011 tarihli oturumda tanık ...'nın, olayı görmediğini, arkadaşlarından duyduğu şeklinde beyanda bulunduğunu, tanık ...'un ise kolluktaki ifadesine benzer anlatımda bulunarak, mağdur telefonu vermek istemeyince, sanığın çekerek zorla aldığını belirttiği anlaşılmaktadır.Yukarıda açıklandığı üzere mağdurun aşamalarda değişerek çelişen beyanları, bir noktadan sonra olayın görgü tanıkları tarafından da doğrulanmamaktadır.Hal böyle olunca; beyanlar arasındaki aykırılıklar giderilmeden tanıklarca birebir benimsenmeyen mağdurun mahkeme beyanına hangi nedenlerle üstünlük tanındığı denetime olanak verecek şekilde karar yerinde açıklanmadan, yerinde yeterli olmayan gerekçeyle suç vasfının yazılı şekilde benimsenmesi, 2- Kabule göre,Sanık suçu tamamladıktan sonra, telefonu tanık arkadaşları ... ve... aracılığı ile soruşturma aşamasında iadeyi sağladığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı Yasanın 168/3. maddesiyle yapılacak indirimin 1/3'den ziyade olması gerektiğinin düşünülmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 07.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.