Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 42476 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 27120 - Esas Yıl 2013
Tebliğname No : 6 - 2012/141969MAHKEMESİ : Niğde Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 06/02/2012NUMARASI : 2011/217 (E) ve 2012/22 (K)SUÇ : Yağma Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Sanık Demirel ile aralarındaki alacak-borç ilişkisini konuşmak için katılanın gittiği işyerinin kapısını kilitleyen sanıklar D.. B.. ve K.. A.. hakkında zamanaşımı içerisinde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma eylemi ile ilgili yerinde işlem yapılması olanaklı görülmüştür. Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1- Sanık D.. B..'ın üzerine kayıtlı olup, katılan R.. A.. ile ortak olarak açtıkları Niğde İletişim isimli işyerinden katılanın ayrıldığı, sanık Demirel'in katılanın kendisinden habersiz Turkcell'den aldığı primlerden kendisine düşen payın ve kredi kartından yapılan harcamaların kendisine ödenmesi için katılanı işyerine çağırdığı, diğer sanık K.. A.. ve tanık Y.. A..'nun da bulunduğu işyerine gelen katılanın 06.07.2011 tarihli kolluk beyanına göre, “İşyerinin kapısını sanık Kazım'ın kilitledikten sonra sanık Demirel'in piyasaya 15-20 bin TL olan borca ortak olduğunu söyleyip yüzüne yumrukla vurduğu sırada tanık Yavuz'un da yanlarında olduğunu, ortalık karışınca işyerinden ayrıldığını” belirtirken 25.01.2012 tarihli duruşmada “işyerine girince tanık Yavuz'un ayrıldığını, sanıklardan birinin de kapıyı kilitlediğini, sanık Demirel'in kendisini tehdit edip darp ettiğini,tanık Nazile olay yerine gelmeden önce suça konu senedi imzaladığını” ifade ettiği, tanıklar Yavuz ve Nazile kendilerinin yanında herhangi bir darp ve tehdit olayı olmadığını, tanık Nazile “ olay yerine gittiğinde katılanın kalkıp kapıya doğru yöneldiğinde sanık Kazım'ın 'senedi imzalayıp öyle gideceksin' demesi üzerine katılanın masada bulunan senedi imzaladığını” beyan ettiği, ayrıca 06.07.2011 tarihli adli raporda da darp-cebir izi olmadığının belirtilmesi karşısında; dosyadaki tüm beyanlar birlikte değerlendirilerek hangi nedenle hangi beyana itibar edildiği açıklanarak delillerin bir bütün halinde takdiri ile suçun sübutu ve vasfının tayini gerektiği dikkate alınmadan yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde uygulama yapılması, 2- Mahkemece 5271 sayılı Yasa’nın 150/3. maddesi uyarınca, sanıkların savunmasını yapmak üzere zorunlu savunmanların görevlendirilmesi nedeniyle, savunmanlara ödenen avukatlık ücretinin, dosyadaki bilgilerden mali geliri bulunmadığı anlaşılan sanıklara yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı olması, Bozmayı gerektirmiş, O yer Cumhuriyet Savcısı ile sanıklar K.. A.. ve D.. B.. savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle istem gibi BOZULMASINA, 07.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.