Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4190 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21556 - Esas Yıl 2011





Tebliğname No : 6 - 2009/97410MAHKEMESİ : Ankara 25. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 29/01/2009NUMARASI : 2008/388 (E) ve 2009/38 (K)SUÇ : Hırsızlık Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Katılan E.. T.. 09.02.2008 günlü kolluk ifadesinde, “09.02.2008 günü saat 02:30 sıralarında aracı ile Cinnah Caddesinden Atakule kavşağına doğru seyir halindeyken, aracının önüne daha önceden görmediği 1.85/1.90 cm boylarında 85/90 kg civarında sarı saçlı birinin atladığını, çarpmamak için manevra yaptığını ve daha sonra durduğunu, bu kişinin aracının yanına doğru geldiğini, aracının sağ yan camını açtığını, konuştuğu sırada bu kişinin aniden araç içine elini uzatarak ön konsol üzerinde açıkta duran 356 983 012 923 154 İMEİ numaralı cep telefonunu alarak kaçtığını, aracı ile arkasından gittiğini, ancak bu esnada plakasını net olarak göremediği başka bir aracın yolunu kestiğini, telefonunu alan kişinin kaçtığını, şikayetçi olduğunu” beyan ettiği; 09.02.2008 tarihli fotoğraf teşhis tutanağında, katılanın Y,, Y,,’ı teşhis ettiğinin belirtildiği; yeniden ifadesine başvurulan katılanın aynı tarihli ifadesinde, “Y.. Y..’ı kesin olarak teşhis ettiğini” söylediği; 11.02.2008 tarihli fotokopiden ibaret yakalama tutanağında, “saat 01:00 sıralarında Hoşdere Caddesi üzerinde görevli polis ekibinin yanına giden E.. T..’in cadde üzerinde beklemekte olan M.S..’yu göstererek 09.02.2008 günü cep telefonunu alan kişi olduğunu belirtmesi üzerine sanığın yakalandığı”; katılanın 11.02.2008 tarihinde “Telefonunu alan kişinin fotoğraflarından teşhis ettiği Y..Y.. değil, M.. S.. olduğunu” ifade ettiği; 21.01.2011 tarihli oturumda katılanın, “Olay günü gece otomobil ile Hoşdere caddesinde seyir halindeyken iki kişinin aracının önüne çıktığını, durmak zorunda kaldığını, arkadaşı Ömer’in arkada yattığını, travesti olduğunu anladıkları bu kişilerin kapıyı açtıklarını, o arada cep telefonunun çalındığını hissettiğini, ertesi gün aynı yere gidip bir başkasının da cep telefonunun aynı şekilde çalındığını öğrendiğini ve sanığı orada görünce tanıdığını, aracın içerisinden cep telefonunu çalan kişinin sanık olduğunu, kesin olarak teşhis ettiğini, hiçbir tereddütünün olmadığını” söylediği, sanığın savunmasında suçlamayı kabul etmediğinin anlaşıldığı olayda; 1) Katılan E.. T..’in tek delil niteliğindeki teşhiste çelişkiye düştüğünün anlaşılması karşısında; 11.02.2008 tarihli fotoğraf teşhisine esas alınan fotoğrafların dosyaya getirtilip, sanığa ait olup olmadığı, bu fotoğrafların hangi olay ve/veya olaylarla ilgili ve ne zaman emniyet kayıtlarına girdiği hususları araştırılmaksızın, ayrıca sanığın duruşmada gözlemlenip eşkal bilgilerinin (fiziksel özellikleri) tutanağa geçirilerek, katılanın ifadesinde verdiği bilgilerle örtüşüp örtüşmediği tespit edilmeden,2) Hırsızlandığı iddia edilen cep telefonunun suç tarihi ile sonrasında, nerede ve kimler tarafından kullanıldığına ilişkin GSM operatörlerinden HTS raporları alınarak sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden,3) Katılanın soruşturma ve kovuşturma evresinde alınan ifadeleri arasındaki çelişki giderilmeden,4) Katılanın 21.01.2011 tarihli oturumda alınan ifadesinde yanında olduğunu belirttiği “Ömer” isimli arkadaşının açık adres ve kimlik bilgileri tespit edilip, tanık sıfatıyla ifadesine başvurulup olaya ilişkin bilgi ve görgüsü sorulmadan, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi,Kabule göre de;5) Hükme dayanak yapılan ve onaysız fotokopiden oluşan yakalama tutanağına dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulup, 1412 sayılı CMUK'nın 161 ve 5271 sayılı CMK’nın 169. maddelerine aykırı davranılması,6) Sanığın, 5237 sayılı TCK.nın 53. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1. fıkrasında öngörülen hakları kullanmaktan yoksun kılınmasına, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca da kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, söz konusu yasaklamanın koşullu salıverilen sanık hakkında uygulanmamasına karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanık Mesut (Merve)...’nun temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 11.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.