Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4118 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20011 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : HırsızlıkHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Olay günü geceleyin yakınması devam eden mağdura ait iş yerinin kapısını sert bir cisimle zorlayıp hasar vermek suretiyle girip hırsızlık yaptığı anlaşılan sanık hakkında, mala zarar vermek ve geceleyin iş yeri dokunulmazlığını bozmak suçlarından zamanaşımı içinde işlem yapılması olanaklı kabul edilmiştir. Sanık aşamalardaki ifadesinde, yakınana ait işyerine girdiğini kabul etmekle beraber iş yerinden hiçbir şey çalmadığını beyan ederek üzerine atılı suçun teşebbüs aşamasında kaldığı şeklinde savunma yaptığı ve sanığın başka hırsızlık olaylarına konu eşyaları ve 37,40 TL parayı sakladığı arkadaşının evini kolluk kuvvetlerine gösterdiği, ancak 19.07.2005 günlü ev arama ve zapt etme tutanağına göre, söz konusu bu paranın başka yakınana ait ... Sokak No: ... sayılı ... Ticaret isimli yerden aldığını beyan etmesi karşısında, sanığın, yakınan ...'ın zararını karşılamadığı, böylece etkin pişmanlık hükümlerine göre hareket etmediği anlaşıldığından, tebliğnamade bu konuda bozma isteyen düşünceye katılınmamış, Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1- Velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerine ilişkin haklardan yoksunluğun 5237 sayılı TCY.nın 53/3. maddesi uyarınca yalnızca kendi alt soyundaki kişiler bakımından koşullu salıverilmeyle sona ereceği gözetilmeden, anılan hakların yönelik olduğu kişiler bakımından bir ayrım yapılmadan, sanığın aynı Yasanın 53/1-c maddesinde yazılı haklardan koşullu salıverilmesine kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi; 2-TC. Anayasa’sının 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesi ışığında, 5271 sayılı CMK'nın 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Yasanın 13. maddesine dayanılarak hazırlanan, Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince, sanık için baro tarafından görevlendirilen zorunlu savunmanın ücretlerinin sanıktan alınmasına hükmedilemeyeceği, bu ücretlerin Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla ayrılan ödenekten karşılanacağı gözetilmeden, yazılı şekilde zorunlu savunman ücretinin sanıktan alınmasına hükmedilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “53. maddenin uygulanmasına” ilişkin bölüm çıkartılarak yerine, “Kasten işlemiş olduğu suçtan, hapis cezasıyla mahkûmiyetinin yasal sonucu olarak sanığın 5237 sayılı TCY’nın 53/1.maddesinin (a),(b),(c),(d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; (c) bendinde yazılı “kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri” açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına,” cümlesi yazılması ve “yargılama giderlerine ilişkin” bölüm çıkartılarak yerine “Bu dava nedeni ile, sanığın yargılama gideri olarak sarfına neden olduğu 12.00- TL posta ücreti, 118.40-TL keşif ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam: 130.40-TL Mahkeme masrafının sanıktan tahsili ile hazineye gelir kaydına” cümlesi yazılmak suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.